İyiliğin yeryüzünden göçü… Merhaba kendime yabancı olduğum bir geceden yazıyorum sizlere. Gündem ve üzerimizdeki psikolojik etkileri yetmiyormuş gibi bir de benzeşerek yayıyoruz kötülüğü.
Hemen açıyorum bu cümlemi, elimizdeki telefon ile dünyanın taa diğer ucundan haberdar olabiliyoruz. Bir öğlen molasında iş yerinde, okulda, evde, çarşıda, uyumadan önce farketmeksizin her yerde sosyal medyada gezinebiliyoruz. Bu hafta bu gezintiyi yapmaya her niyetlenişimde karşıma ilk çıkan haberle ruhum daralıyor ve telefonu fırlatıp kurtulmaya çalışıyordum. En son akşam yaptığım bu gezinti de art arda beş ölüm haberini evet abartısız beş ölüm haberini okudum.
Bunlardan biri gece mesai bitiminde eve dönüş yolunu tutan taksicinin yolda kalan genç tarafından silah ile öldürülmesiydi. Olay yaşanmadan önce taksicinin insanlık adına kurduğu iyilik dolu cümleler ve silah vuruşundan sonra katilin ağzından duyduğumuz ‘yaa bazı insanlara güvenmeyeceksin’ cümlesi sanırım bize bir ömürlük ders niteliğindeydi. Güven kavramının kendisiyle bu kadar sorun yaşadığım yetmiyormuş gibi bir de bu haberlerin etkisiyle her geçen gün daha da uzaklaşıyordum, güvenmekten…
Biz böyle böyle yeryüzünden iyiliği yok edeceğiz nitekim ben başladım bile (ne yazık ki). Geçen gün hastaneye gittim. Çok kalabalık bir koridordan insanların arasından sıyrılarak doktorumu buldum, oturdum ve sıramı beklerden telefonumu çıkardım başladım gezinmeye tam o sırada girişte göz göze geldiğim bir kız onca kalabalığın arasında beni bulmuş özellikle seçmiş gibi karşıma dikilip bir arama yapabilir miyim ricasında bulundu çok kibarca, ancak yüreğimi nasıl bir tedirginlik kapladıysa hiç düşünmeden kabaca yok yalnızca yok diyebilmiştim.
Saniyeler içinler okuduğum haberler, izlediğim cinayet videoları ve tabi okuduğum kitaplardan sekanslar film şeridi gibi geçti gözümden. Bunu hiç yapmadım bu yaşıma kadar insanları reddetmedim hele ki yardıma ihtiyacı olan birine hiç yapmadım bunu. Hala kulağımda yankılanıyor yok kelimesi bu ben değildim ben bunu öğrenmemiştim ama gündemde gördüğümüz olaylardan etkileniyor ve adımlarımızı ona göre atıyoruz. Artık hiç kimseyi tanıyamıyor herkesten her türlü kötülüğü bekliyoruz. Ve bu iyiliğin ortadan yok olmasına sebep oluyor. Üzgünüm çok üzgünüm bu satırları yazarken ancak söyler misiniz kaçımız artık güvenebiliyoruz bizden yardım isteyen birine ya da sokakta mekanlarda gördüğümüz insanlara kaçımız güveniyoruz?
Herkes herkes’leş’ti…