İlknur’ca hikayelere devam.. Yazmak benim çocukluk hayalim, belki de bana verilmiş bir yetenek bilemiyorum. kalemi elime alınca saatlerce yazabiliyor ve dış dünyadan iletişimi kesebiliyorum.
Yaşadığım değişik bir tecrübeyi sizlerle paylaşmak istiyorum. Bir yeriniz ağrıdığında hemen doktora gidiyoruz, çareler arıyoruz. Bir gün çok değer verdiğim bir aile büyüğümle hastaneye gidiyoruz. Ona eşlik etmemi istedi. Çok sevmeme rağmen kabul edip yoldaşı olmaya karar verdim. Alacağımız ilaç sadece bir uyku hapı. İstanbul’dayız isim ve yer vermeden konuya devam edeceğim devlet hasta hanesinin psikiyatri servisine indik ilk defa böyle bir yere geliyordum.
Kapılar kapandı. Hastalar koridorda. Bir kız çocuğu yanıma geldi, suyunu versene içeceğim dedi. On beş altı yaşlarında başkasının içtiği su içilmez istersen yenisi alırız dedim. Çocuk gitti annesinin yanına bir adam bağırıyor, iki kişi onu tutmaya çalışıyordu. Yanındaki yaşlı kadın ağlıyord,u adamın sinir hastalığı varmış bir kriz geçirdiğini söylediler. Yanındaki yaşlı kadın annesi ve ağlamaya devam ediyor.
Yanıma tanımadığım bir genç geldi. Elimde bir roman vardı sıra beklerken okurum demiştim. İnanın sayfasını açmaya zamanım olmadı çünkü gördüğüm bu manzarayı hiçbir yerde görmemiştim. Takıntı hastası olduğunu, sevgilisinin onu terk ettiğini söyledi. Şaşırdım bana çalışıyor musun dedi, kendini anlatmaya devam ediyordu. Çok mutsuz olduğunu söylüyordu. Peki, bunları niye bana anlatıyor diye düşündüm.
Ben ona hayatın kısa olduğunu, kendine değer vermesi gerektiğini söyledim. Bana güçlü olduğumu söyledi. Güçlü değil inançlıyım bu hayat bana hediye yaşamalıyım dedim. Gülümsedi annemin yanıma dönmeliyim diyerek uzaklaştı. Sonunda servise girip ilacımızı alabilmiştik. Benim için gerçekten çok ilginç bir gün geçirmiştim Yoldaş olacağım diye çıktığım yolda bir sürü insanın hayat hikayesine şahit oldum.
Sonra düşündüm başımız ya da midemiz ağrıdığında ilaç alıyoruz, ruhumuz ağrıdığında bazı insanlar iyileşemediği için yardım alıyor. Şükrettim çünkü üzüldüğümde ruhum acıdığında bir şekilde kendime iyi gelebiliyorum. Ruh, yorgun olduğunda kendini kapatır çoğu zaman insanların fiziksel ağrıları da başlar. Yaşarken üzülmek yorulmak oluyor çoğu zaman da başka insanlar bizi yoruyor bir şekilde sınav olan hayatı yaşamalıyız. Yaşamak güzel tadını çıkarmak gerekiyor. Ruha iyi gelen en iyi şey sevgi dolu bir kalptir. Sevgi kapınızı çalsın…