İki kişilik yalnızlık… Var olmak ve yaşamak birbirinden farklı şeylerdi. Bunu gece olunca daha iyi anlıyordu. Kendisi son altı aydır sadece var oluyordu bu dünya denilen boşlukta.
Hevesleri gibi uykusu da kaçmıştı yine bu gece. Yatakta kendini minicik hissetti, bu yatak hep böyle büyük müydü diye düşündü. Sağa döndü. Onun yastığını görmek daha çok darladı ruhunu.
Kalktı mutfağa gitti. İyice tiryaki olmuştu. Sigara yaktı. Yanan sigara değil de ruhuydu sanki, sigara da ruhunun cızırtısını duydu. Balkona çıktı. Şehir derin bir uykudaydı. Sanki kader bir tek buna yüklemişti yükünü diye düşündü.
Bir an yine aynı düşünceler sardı beynini. Nerden çıktı ki bu gidiş hani her yere beraber gidecektik. Ölümde olsa beraber gideriz derdin. Bak gittin dedi. Karşısında o varmış gibi onunla kavga ediyordu.
Sigaranın bittiğini bile fark etmedi. Külün yere düşmesiyle irkildi. Bunu sen yapsan ne kızardım dedi. Senden sonra o kül gibi dağılacağımı bilsem hiç kızar mıydım dedi.
Ağlamak istedi ama bu ilaçlar yüzünden ağlamıyordu da. İçmemek için çok direnmişti ama kızını kıramamıştı. Biliyordu acılar kalbe zarar veriyordu o acıları bir tek gözyaşı temizliyordu. Ağlayamadığı için kalbinin acısından duramıyordu.
Evet, asıl sorunu bulmuştu onun ölümüydü kabindeki acının sebebi. Kalbindeki acıyla yaşayamıyordu ama en acısı ölmüyordu da. Her ölüm erkendi ama sanki sen biraz acele mi davrandın? Her şeye çok acele ederdin zaten. Kapıya çıkar hadi hadi deyip beni de panik ederdin. Oysa hala çok ihtiyacım varken sana neden ya neden cevap ver bana dedi. Sanki kendini duyuyordu. Kızdı sonra kendine bir şey ne kadar lazımsa o kadar yoktur dedi.
Kendi kendine konuşurken güneşin doğduğunu fark etti. Dışarda hareketlilik başlamıştı. İşe gidiyordu herkes. Artık ne kendisi işe gidiyordu nede işe yollacağı biri vardı. İçi bir kez daha burkuldu. Kalktı oturduğu yerden dizleri ağrıyınca anladı saatlerdir orda oturduğunu. Yatağına yattı. Tekrar sağa döndü baktı boşluğa. Yokluğunda bile sevdiği adamı özlemek güzeldi. Onlu hayallere daldı. Bu sefer yüreğindeki acı göz yaşı olarak akmıştı o derin uykuya daldığında.