Delilik nedir tanımlayan biri kendisi de delidir. Deli demek toplumun normal(!) dediği insanlardan farklı olmaktır.
Akli dengesinden bahsetmiyorum. Tanımı bilmek bile önemli bir seviyedir, kendini bilmek gibi. Kendini bilen biri ne kadar tehlikeli olabilir hiç kimse öngöremez. Nerde ne yapacağı belli olmaz. Herkesin bir yanı delidir kimi belli eder kimisi etmez. Seçim yaparsın ya herkes gibi yaşamayı seçersin ya da deli olmayı…
Birbirinin aynısı sıradan günlerden, hayatın monotonluğundan bıkmış olanlar kimsenin yanında istemediği normal olmayan insanlar toplumdan dışlandıkları için normal olmadıklarını düşünürler. Kime göre normal neye göre normal tartışılır. Ama normal olmak ne kadar iyi o da ayrı bir konu.
Eğer birbirinin aynısı hayatlar size normal gelmiyorsa, her gün bir önceki günün aynısı gibi hissediyorsanız, sabah kalk işe git eve gel sonsuz döngüsü hayatınıza yön vermesin diye uğraşıyorsanız, sosyal hayatınız olsun diye az uyuyorsanız, uykuya eğlenceyi tercih ediyorsanız tebrikler sizde normal değilsiniz.
Okudukça kendini bulduysan sende bu gruptasın sevgili okuyucu korkma hepimizin içinde var bir deli sadece dışarı çıkarabilmek ve ya çıkarmamak bizim elimizde. Bir zorunluluk bir şart yok. Kurallara uymak seni kötü biri yapmaz. Ama uymamakta yapmaz. Sadece uyumsuz olursun. Tanımın değişir “deliriyorsun” sanarlar.
Oysa yeni yeni kendine geliyorsundur farkına varmazlar. Varoluşsal sancılar içindeyken kimse anlamaz ama tek bir farklı hareketin yaftalanmana neden olur. Basit bir toplumsal kuraldır kendin gibi olmayanı dışlamak. Nasıl olmak istediğini seçmek bile zor bu durumda. Ya herkese uy ya da kendin ol ama yalnız kal. İşte bir kural daha. Kurallar herkes içindir ama yok saymak bizim elimizdedir.
“Hepimiz birer deli dünya deliler hastanesi”