Ne ince iş şu gönül meselesi. Anlamak maharet istiyor cidden, hele ki gönül kepçesinde neler neler birikiyor onu anlamak iki kere maharet istiyor, maharetin yanında incelik, derinlemesine bir idrak, sağlam bakabilen bir kalp gözü, naif düşüncelere sahip bir akıl ve anlayış da gerektiriyor.
E bunlara sahip olmakla da iş bitmiyor gönül meselesini iyisiyle kötüsüyle acısıyla güzelliğiyle kabul edip dayanıklı olmak, kendini akışa bırakmak da lâzım tabii.
Gönül kepçesine gelince o zaten apayrı bir olay. Orada neler neler birikiyor bir kere dönüp baksa insan bir kereliğine ne duygular, ne hisler, ne acılar, ne kırgınlıklar, ne mutluluklar, ne ümitler birikiyor bir bilseniz.
Mesela benimkinde son zamanlarda çokça hüzün, acı, korku, eksiklik birikti zira geçen eylülde babaannem gitti onun yokluğu ve o yokluğun hüznü gönül kepçeme doldu hâlâ da duruyor orada. Dedemin yokluğunun acısına eklendi, kederim katmerlendi artık.
Daha sonra teyzem bir operasyon geçirdi ruh hâlim bir kez daha altüst oldu endişe, gerilim, duygusallık onlar da gönül kepçeme doldu yük ağırlaştı biraz daha. Ama güzel şeyler de birikmedi değil orada geçen eylülün sonunda Kıbrıs’a gittik annemle beraber dolu dolu beş gün geçirdik yazı denizde, kumsalda Akdeniz’in yıldızında uğurladık sonracığıma Antalya’ya geçtik orası da çok güzeldi hava yazdan kalma, çok güzel mekanlar vardı sahil şeridi çok genişti.
Bolca denize girdik orada Ekim’de bile denize girdik ya, Ekim ayını denizde, maviyle bir bütün olarak karşıladık düşünebiliyor musunuz? Bu herkese nasip olacak bir şey değil ama ben bu şansı yakaladım evet denize Haziran’da, Temmuz’da, Ağustos’ta hatta Eylül’de denize girenler var ama Ekim’de kaç insan denize girer, kaç kişi Ekim’i güneşli bir havada karşılar o ayda bile dünya üzerinde kaç insan evladı denize girmeye devam eder hâlâ bilemiyorum bu bakımdan çok şanslıyım umarım seneye de böyle bir an yaşayabilirim.
Bu tatlı anların mutluluğu da katıldı gönül kepçemde birikenlere aslında genel bir yorum yapmak gerekirse son birkaç aydır çok yoğun ve karışık duygular yaşadım bunlar da birikti orada.
Aslında yirmi dört senelik hayatımda bugüne dek gönül kepçemde bir dolu anı, sayısız duygu birikti birçok tecrübenin izi kazındı oraya. Beni ben yapan her şeyin izi, herkesin bende bıraktığı acı-tatlı bütün hisler; Kâh kırgınlık kâh neşe kâh sevgi kâh nefret… İyi kötü her duygu, her his var orada sonuçta bunların hepsini bize hayat tattırıyor bunlar da gönül kepçesinde birikiyor değil mi?
Orada bugüne dek biriken her şeye teşekkürler, bundan sonra biriktireceklerime de. Beni büyütüyorsunuz, beni ben yapıyorsunuz çünkü.