Gönül isterdi ki bir sabah uyanalım savaşlar dursun insanlar mutlu ve huzurlu olsun. Gönül isterdi ki savaştan kar etmek yerine barışı destekleyenler haklı bulunsun.
Gönül isterdi ki bir akşam olsun ay tam tepede yıldızlar havada asılı umut verici olsun. Gönül isterdi ki bir baba çocuğuna mont alacağı parayı eşit dünyada bulsun. Gönül isterdi ki kan bağının değerli olduğu şu sistemde bilgi istediği makamla olsun. Gönül isterdi ki o çok seven genç dualarına cevap bulsun. Gönül isterdi ki bütün insanlar Afrika’da küresel ısınmayı görsün su içemeyen çocuğa su olsun. Gönül isterdi ki Güneşi gören doğulular güneşten noksan kuzeyliler kadar adalet bulsun. Gönül isterdi ki yaşayanların tek derdi dünyada daha fazla durmak olsun.
Gönül çok şey isterdi düzgün yaşamı dümdüz mutlu olmayı ya da o parasal eşitsizlikle yapamadıklarını yapmayı ama sanki ilahi bir güçmüş gibi düşünülen bu yanılgıyı insanlar birbirlerini kazıklamak için buldu. Okumak için kalem bile alamayan çocuğu araba ile okula bırakılan çocuğun anlaması güçtü çünkü sistem öyle idi birileri birilerinin huzuru için yaşamalı kimse kimseye saygı duymamalı herkes bir yarışın içinde olmalıydı. Bu yazıma Thomas Hobbes’un “Homo homini Lupus” ifadesiyle veda etmek istiyor gönlünüzden geçenlerin bir bir olmasını temenni ediyorum.
Sürç-i Lisan Ettiysem Affola. Bir dahaki okumalarda görüşmek dileğiyle.