Gönül almayı bilmeyene ömür emanet edilir mi? Edilmez efendim edilmez. Böyle demiş Mevlana. Ne de güzel demiş. Gerçekten böyle. Kırılıp kırılıp gönlünüz alınmıyorsa çabalamayı bırakın. Tek taraflı çaba ile hiçbir yere varılmaz çünkü. Yazılı olmayan bir kuraldır bu.
Bazen ardına bakmadan gitmek en iyisidir. Bazen hayat yolunu tek başına yürümekte güzeldir. Yanlış kalplerde ziyan olmaktansa yalnızlık iyidir. Seviyorum deyip bütün yükleri tek başınıza yüklenmeyin. Neticede çok fedakarlık çok nankörlük getirir.
Özür dilemek ve gönül almak bir erdemdir. Yüzyıllardır filozoflar erdemi tartışır durur. Erdem, haksız olduğunda özür dilemektir bana göre. Hayat zaten zorken daha fazla zorlaştırmayalım sevgili okurlarım. Size böyle hitap ettiğim için rahatsız olmuyorsunuzdur umarım. Böyle hitap etmeyi seviyorum ve eminim bir kitleye sesimi duyurabiliyorum.
Hepimiz tekiz ve biriciğimiz. Bu demek değildir ki hep ego kasalım bencil olalım. Hayır. İnsan olalım yeter. Sizlerde farkında mısınız, bilmiyorum. Teknoloji ileriye giderken insanlık geriye gidiyor. Nerede kaldı eskinin çabalayan aşıkları. Cidden modern zamanlarda aşk buharlaşıp uçmuş mudur?
Kısacası şunu demek istiyorum. Aşk, insana her şeyi yaptırır. Kırılsanız bile sevdiğinizden dolayı halının altına süpürüyorsunuz. Süpürmeyin. Aşk, değer bilenle güzeldir. Ve sonunda doğru kişiye kavuşmak varsa beklemek de güzeldir.
Bol nasihat verici bir yazı oldu bu haftaki. Kusurum olduysa affola. Hepiniz iyilik, güzellik ve sevgiyle kalın.