Gözlerim kırık ve eski bir pencereden seni arıyor, toz yüklü duvarlar içinde ve cızırtılı bir radyodan gelen şarkılar eşliğinde.
Yan odadan gelen çocuk sesleri kalbimdeki yalnızlığı uyandırıyor.
Ellerim titriyor gözlerim hafiften yaşarıyor
Dengbejin yanık sesi yaramı sızlatıyor.
Pencereden seni özlemle beklerken karşıdan babam geliyor
Sağ elinde bir poşet ve poşetin içinde en sevdiğim çikolata
Üzerinde eskimiş ve yıpranmış bir ceket
Gömleği her bayram giydiği ve en sevdiği gömlek
Ve pantolonu ütüsüz ve de paçaları kirli.
Yüzünde bizim için duyduğu endişe var
En çok da bana duyduğu acı var
Çikolatamı bana veriyor ve de doyasıya sarılıyor
Onun bana hiç sarılamadığını ve elimi hiç tutmadığını bilmeden
Sonra başımı okşuyor ve penceredeki sarı tarakla saçlarımı tarıyor
Karşımızda annemin çeyizinden kalma kare bir ayna
Sevgi ve merhametle tarıyor saçlarımı bir sağa bir de sola
Gelmeyecek biliyorum ve kahroluyorum
Hem biliyorum mezarından çıkıp gelemeyeceğini
Ama olsun ben baba evinde seni her sabah pencerede bekleyeceğim
Sen gelmesen de babam geliyor
Ve babam sensizliğinde bana ilaç gibi geliyor
Sen rahat uyu iki gözüm babam saçlarımı tarasın bende yatarım birazdan onun dizlerinde
Belki ağlarım ama üzülme ne de olsa
O siler göz yaşlarımı bana hediye ettiğin mendilinle…