Onbir ayın sultanı, gönüllerin sultanı Ramazan ayı hoş geldi. Yılın onbir ayı bir düzene soktuğumuz hayatımızı, düzenimizi, beslenme alışkanlıklarımızı, yeme düzenimizi değiştirmemizin, aç kalmamızın yanında ruhumuzu doyurmanın vakti geldi.
Biliyoruz ki oruç sadece yemek ve içmekten uzak kalmak değil, aynı zamanda düşüncelerimizi de arındırmak demektir. Varsa kötü huylarımızı bırakmak için vesile olan oruç zamanları hayatımıza tabiri caizse reset atmaktadır. Bizi tekrar kodlayıp yeni bir yol çizmemiz için fırsat sağlamaktadır. Dünyanın geçici olduğunu göstererek her şeyin sahibinin bir emriyle tüm düzenimizi yıkarak yeni düzenler kurmamıza vesile olmaktadır.
Bir yıl boyunca dünyaya bağlanan bedenimizi bir sahurla ayıran oruç bizi tekrar diriltmektedir. Sahurla uyanan sadece bedenler değildir, düşüncelerimiz, halimiz, tavrımız da uyanmaktadır. Bir yıl aynı şeyleri yapan vücut ve ruhu tekrar canlandırmaktadır Ramazan.
Uzun saatler aç kalmak vücuda bir işkence gibi gelsede, sağlık açısından sıcak yaz günlerinde uzun saatler aç ve susuz kalmak mantıksız gelsede aslında tam tersi bir durum söz konusudur. Uzun süre aynı düzende beslenen vücuda bir ay boyunca farklı beslenme tarzı uygulamak bedeni dinlendirmektedir. Oruç hem vücudu hem beyni hem gönlü dinlendirmektedir.
Oruç bir sınavdır. Sabır sınavı, irade sınavıdır. Deli gibi susadığın halde çeşme ağzına da aksa su içmemektir oruç. Yemek çukuruna da düşsen gözünün ucuyla bakmamandır. Sınavdır oruç. Allah için aç kalırken ahiret için azık toplamaktır.
Oruç bir empatidir. Aç kalanların halinden anlama halidir. Onların sınavı yokluk ile iken oruç tutanın sınavı varlık içinde yokluk iledir.
Ramazan ne güzel aydır. Sahuru ile iftarı ile teravih namazı ile hayatımızı bir aylığına da olsa Allah’ın düzenine sokan, hayatımızı yeşerten, iftar sofraları ile yemeklerimize huzur serpiştiren ne güzel bir aydır.
Hoş geldin Ya Şehr-i Ramazan