Gamsız olacaksın şu dünyada. Baykuşlar kadar özgür, Ağustos böcekleriyle kaderdaş.
Başka türlü zor geliyor .
Bırakmadan kafanı şeytanın unuttuğu yerde.
Taşımak zor geliyor onu gittiğin her yere.
Yol alırken fark ettiren sana
Bir arpa boyu gidemediğini
Yolunu güçleştiren aklın değil mi?
Ya gamsız olmalı ya akılsız.
O zaman belki sayfalarca yazdığından birini beğenir,
Nazilli'ye ithaf dizelere sinirden kahkahalarla gülmezdi.
Akbelen'i yalnızca beyaz yamaç zanneder geçer;
Atom bombalarından korkup görelilik teorisine hayranlık beslenemezdi.
Çay simit edebiyatından etkilenebilir,
Tramvay raylarına karşı kin gütmezdi.
Umut, akıllının ekmeğiydi.
Fark etmesi zor insanın kendi kötülüğünü.
Kabullenenler mi savaşanlar mı gerçekten kötü?
Kötünün kendi olduğunu fark eden, kötülüğünden mi
Yoksa aklından mı teslimdi?
Belki de bebeklerin temizliği cahilliğindendi.
Akıl yalnızken iyi veya kötü yapmaya yetmezdi.
Zaten kötü kime göre kötü iyi kime göre iyiydi?
Buna da akıl mı karar verecekti?
Aklın mı var derdin var.
Kapağı açık kaleme sırtını dönüp yatamazsın.
Kuruyacaksa senin yüzünden ,
Aklın varken o gece rahat uyuyamazsın.
Kalkacaksın sana mürekkep veren kalemi kollayacaksın.
Sana bir daha mürekkep verebilsin diye.
Ya mürekkebi bitmiş bir kalem olsaydı?
Ona sırtını dönüp uyur mu akıllı olan?
Bir daha mürekkep vermeyeceğinden eminken
Kaleme yalnızca kalem olduğu için değer verir mi?
Akıl buna karar vermeyi hak eder mi?
Akıl da bir yere kadar o yüzden.
Akşam yazdığını sabah okuyamayanın
Kime neye hayrı dokunur çirkin el yazısının?
Yarınki kendine özen gösterecek kadar saygısı olmayan bir bugün ve
Bugünkü kendine sinirlenen bir yarının akıl neyinedir diye sorar gönül.
Belki merhameti sadece kalemler değil bazen kendin de hak edersin.
Bize ne lazım bilmem.
Gönlün de soranlardansa kim cevap verir,
Kim temize çeker aklın yaptıklarını?
Cevap bulamazsan sormamalı bazı soruları.
Akılsız gibi davranmalı.
Korkmalı, kaçmalı, gizlemeli, yalan söylemeli.
Görmek istemezken gerçeği
Sonuna dek inkar etmeli.
Cezai ehliyetler, kırmızı reçeteler
Bu yüzden boşa değil demek ki.
O yüzden söylüyorum ya!
Gamsız olacaksın şu dünyada.
Baykuşlar kadar özgür,
Ağustos böcekleriyle kaderdaş.
Nurdeniz Akgün, 22 Nisan 2008 Rize doğumlu. 2011 yılına kadar Rize´de yaşadı, sonrasında Çayeli´ne taşındı. Okumayı öğrendiğinden beri düzenli kitap okuyor. Kendi şarkı sözleri ve besteleri var. Gitar ve piyano çalıyor.