Futbolun büyüsü!… Ülkemizde futbol en sevilen spor dallarının başında geliyor. Bunun nedeni ne olabilir?
Güzide ülkemizde bir taraftan çok yüksek enflasyon bir taraftan ise dünyadaki savaş ortamı mevcut iken en merak edilen konuların başında futbol geliyor. Bu durumu açıklamak çok zor. Erkekler için futbol kesinlikle bir spor dalından fazlasını ifade ediyor. Diğerine karşı üstünlük, bir cemiyete aidiyet kendini özel hissetme gibi bir çok konuyu buna dahil edebiliriz. Ama ülkemiz bir futbol cenneti sayılmaz ve oynanan oyun vasatın üstünde değilken neden bu kadar çok izleniyor? Amerika’da basketbol sevilir ama dünyanın en zevkli basketbol ligi Amerika’da. O basketbolcuların neler yaptığını görmek için tüm dünyada basketbol severler geceleri uykusuz kalıyor. Fakat ülkemizdeki futbol?
ÜLKEMİZDEKİ FUTBOLUN GELİŞİMİ
Kesinlikle Derwall ve Piontek’in ülkemize gelişiyle futbolumuz gelişmeye başladı. Ülkedeki futbol mantığını değiştirmekle kalmadılar Fatih Terim ve Mustafa Denizli gibi çok sevilen iki teknik adamı ülkemize hediye ettiler. Bu iki teknik adamda Türkiye futbolunu yeniden yarattılar.
Benim için ilk futbol anısı ise Fenerbahçenin ilk yarıda Galatasaray karşısında üç sıfır bitirip ikinci yarıda dört üç aldığı maçtır. Futbolun nasıl sürprizlerle dolu olduğunu o gün anladım. Sonrasında ise Fenerbahçeli olmanın ne demek olduğunu bir ömür yakından hissettim. Galatasarayın Avrupa’daki başarıları ise bir belgesel konusu olur. Milli takım ve gençler takımının başındaki Fatih Terim seneler boyu beraber oynamış gençleri bir takımda buluşturdu, başlarına da dünyanın en büyük ortasaha oyuncularından birini abi olarak koydu ve hem Avrupa hem Türkiye’de tarih yazdı.
Hepimiz için en önemli konu ise Dünya üçüncülüğümüzdü. Brezilya ile yaptığımız maçın sonunda ağlayan Türk kızı fotoğrafı her şeyi çok iyi açıklıyordu. Brezilyayı yenemediğimiz için ağlıyorduk artık.
PEKİ SONRA?
Sonra ne oldu peki? Dünyanın en iyi üçüncü takımını çıkaran ligimiz nasıl bu kadar zevk vermeyen bir lig olup çıktı? Niçin bir Fransa, bir İtalya olamadık. Kendi ekolümüzü neden oluşturamadık?
Futbol yorumcularının bu sorulara verilecek bir yanıtı elbette vardır ama bana kalırsa bizim yapımız bu. Asla metodlara inanmayız biz. Matematiği neden sevmiyoruz? Niçin büyük sistemler karşısında başımızı sallayıp gidiyoruz? Çünkü sistemler hoşumuza gitmiyor. Biz sistemlere değil adamlara inanıyoruz. Onun için Almanya’yı değil Maradonalı Arjantini seviyoruz. Bir kahraman gelsin hepimizi kurtarsın. Bu hoşumuza gidiyor. Bu yüzden esas olarak sistem ve takım oyunu olan futbolu çok seviyor ama bir türlü başarılı olamıyoruz.
Biliyorum ligimiz hayal kırıklığı takımlar vasat ama ben kısacık ömrümde bir UEFA şampiyonluğu daha yaşamak istiyorum.Bu kez Brezilyayı yenen bir milli takım istiyorum. Bunların olması için gerekenleri biliyorum ve neler yapmadığımızı da görüyorum. Ama genede umutlu olmak çok güzel.
Bu sene ligimizde Trabzonspor önde gidiyor. Karadeniz fırtınasına başarılar diliyorum.
Hepinize iyi haftalar.