Zaman, hayatın hengâmesi içerisindeyken farkına varamadığımız fakat iş işten geçtikten sonra sorgulamaya başladığımız geri dönüşü olmayan bir yoldur. Bu yol hep ileriye doğrudur ve asla geri vites yoktur.
Bazen hayatın akışına kendimizi bıraktığımız o akışta kendimizi kaybettiğimiz olsa da, bunun bir an önce farkına varmamız gerekir. Zamanın en büyük düşmanı ise ertelemektir. Hayata dair planlarımızı, görüşlerimizi, beklentilerimizi ertelemek zamana yenik düşmektir. Zamana yenik düşmek istemiyorsak bu düşmanı yani ertelemecilik davranışını hayatımızdan çıkarmalıyız.
Toplum olarak yaptığımız en büyük hatalardan biri de erteleme davranışıdır. Zamanı verimli değerlendirememek, yapmamız gerekenleri ertelemek ve bunun pişmanlığını sonunda yaşamak hepimizin yaşadığı temel sorundur. Su misali parmaklarınızın arasından akıp giden zamanın kıymetini bilmek, bir an önce harekete geçmek yapmamız gerekenler arasında ilkidir. Eğer harekete geçmezsek aleyhinize işleyen her saniye tüm pişmanlıkları yüzümüze âdeta bir tokat gibi çarpacaktır.
Geri getiremediğimiz iki şey var bu hayatta: Birincisi bu dünyadan göçüp gidenler, ikincisi ise zaman. Bu yüzden zaman adını verdiğimiz bu geri dönüşü olmayan yolu en güzel şekilde yürümek ve verimli geçirmek bizim elimizde. Her geçen anımızı kendi lehimize kullanabilmek ümidiyle. Sevgiyle.