Cumhurbaşkanı Yardımcısı Cevdet Yılmaz, “Enflasyonla mücadelemizin aylık etkilerini görmeye başladık. Yıllık etkiyi ise 2024’ün ortalarından itibaren görmeye başlayacağız” dedi.
Bu yıl ‘Sürdürülebilir Yaşam ve Akıllı Şehirler’ temasıyla düzenlenen İstanbul Ekonomi Zirvesi’nde konuşan Cumhurbaşkanı Yardımcısı Cevdet Yılmaz, “Enflasyonla mücadelemizin aylık etkilerini görmeye başladık. Yıllık etkiyi ise 2024’ün ortalarından itibaren görmeye başlayacağız. 2024’ün ortalarından itibaren enflasyonda belirgin bir şekilde düşüş gerçekleşecek. Dönem sonunda, orta vadeli programımızın sonunda ise cari açığımızı yüzde 2’lere kadar düşürmeyi öngörüyoruz. İç tasarruflarımızı artıracağız, cari açığımızı düşüreceğiz” dedi. Aynı zirvede konuşan KKTC Cumhurbaşkanı Ersin Tatar ise “Türk askerinin adadan çekileceği senaryoya evet dememiz mümkün değil” ifadesini kullandı.
İstanbul Ekonomi Zirvesi, bu yıl ‘Sürdürülebilir Yaşam ve Akıllı Şehirler’ temasıyla Çırağan Sarayı’nda düzenlendi. Yarın da devam edecek zirvenin açılış konuşmasını Cumhurbaşkanı Yardımcısı Cevdet Yılmaz yaptı. Zirvede, KKTC Cumhurbaşkanı Ersin Tatar, Türkiye Seyahat Acentaları Birliği (TÜRSAB) ve İstanbul Ekonomi Zirvesi Yönetim Kurulu Başkanı Firuz Bağlıkaya, İstanbul Ekonomi Zirvesi İcra Kurulu Başkanı Abdullah Değer, iş insanları ve davetliler katıldı.
4.4 CİVARINDA BÜYÜMEYLE BU YILI KAPATMAYI ÖNGÖRÜYORUZ
Zirvede konuşan Cumhurbaşkanı Yardımcısı Yılmaz, “Son 20 yılda Türkiye ekonomisi yıllık ortalama yüzde 5.4 büyüme kaydetti. Dünyanın aynı dönemde yıllık büyüme ortalaması 3.6 olarak gerçekleşti. Türkiye ekonomisi 20 yıllık süreçte yıllık ortalama 1.8 puan dünya ekonomisinin üzerinde bir büyüme performansı gerçekleştirdi. Küçük gibi gördüğümüz farklar yıllar itibariyle birikimli olarak çok önemli bir yere getiriyor ülkeleri.
Türkiye de şu anda dünyanın 17. Büyük ekonomisi konumunda, nominal dolar bazında. 2023 yılında ekonomimizin 1.1 trilyona yakın bir büyüklüğe ulaşmasını bekliyoruz. Satın alma gücü paritesine göre çok daha iyi durumdayız. Türkiye dünyanın 11. Büyük ekonomisi konumunda. Bu yılın ilk 9 ayında 4.6 büyüme kaydettik. Yıl sonunda orta vadeli programımıza göre 4.4 civarında bir büyümeyle bu yılı kapatmayı öngörüyoruz” dedi.
İddialı hedefleri olduklarını da vurgulayan Yılmaz, Türkiye olarak büyük yatırımlar yaptıklarını, işsizlik oranında 8.9 olduğunu söyledi.
ENFLASYONLA MÜCADELEMİZİN AYLIK ETKİLERİNİ GÖRMEYE BAŞLADIK
Ekonomiyi büyütürken enflasyonu da unutmadıklarına dikkat çeken Yılmaz, “Türkiye reel tarafta çok başarılı oldu. Hem dünyada hem de ülkemizdeki kur istikrarsızlıklarından kaynaklanan enflasyon gerçeğiyle de karşı karşıyayız. Bunu da hiçbir zaman unutmuyoruz. Halkımızın sorun olarak gördüğü her şey aynı zamanda siyasetin de, bizim de sorunumuz.
Bugün birinci önceliğimiz enflasyonu makro ekonomide aşağı çekmek, makro finansal istikrarımızı güçlendirmek. Güçlü bir şekilde enflasyonla mücadeleye başlamış durumdayız. Yaz aylarında kur artışı, başka bir takım etkilerle enflasyon oldukça yüksek geldi ama aldığımız tedbirlerin etkisiyle sonbaharda mevsimsel koşullar aleyhte olduğu halde enflasyonun aylık bazda oldukça önemli oranda düştüğünü görüyoruz. Yüzde 3 küsurlar düzeyine gelmiş durumdayız.
Çekirdek enflasyon dediğimiz daha önemli bir gösterge var, orada yüzde 2’nin altına inmiş durumdayız. Enflasyonda aylık etkileri görmeye başladık. Enflasyonla mücadelemizin aylık etkilerini görmeye başladık. Yıllık etkiyi ise 2024’ün ortalarından itibaren görmeye başlayacağız. 2024’ün ortalarından itibaren enflasyonda belirgin bir şekilde düşüş gerçekleşecek” ifadelerini kullandı. Yılmaz, ihracatın güçlü bir performans gösterdiğini ve en son kasım ayında 23 milyar doları aştığını hatırlattı.
CARİ AÇIĞIMIZI YÜZDE 2’LERE KADAR DÜŞÜRMEYİ ÖNGÖRÜYORUZ
Merkez Bankası’nın yeni politikalar izlediğini ve bunun sonuçlarının görüldüğünü söyleyen Yılmaz, “Merkez Bankası rezervleri… Geçtiğimiz mayıs ayında 98 buçuk milyar dolara kadar düşmüştü brüt rezervlerimiz. Dün itibariyle 140 milyar doları aşmış durumdayız. Bu da yine Türkiye için bir rekor. Tarihimizde hiç bu seviyeye gelmemiştik. Merkez Bankası rezervlerimizde büyük bir artış oldu. Bir taraftan bütçe açığını kontrol ederken diğer taraftan da cari açığı aşağıya doğru çekme gayreti içindeyiz.
Son dönemlerde ciddi anlamda cari açıkta da bir düzelme var. Yılın ilk yarısında daha yüksekti ama ikinci yarısındaki 4 aydaki cari açığa bakarsanız 4-5 milyar dolar seviyelerinde bir düzeye inmiş durumda. Yılsonu itibariyle cari açığımız yüzde 4’ler civarına düşmüş olacak. Dönem sonunda, orta vadeli programımızın sonunda ise cari açığımızı yüzde 2’lere kadar düşürmeyi öngörüyoruz. İç tasarruflarımızı artıracağız, cari açığımızı düşüreceğiz” diye konuştu.
Afetlerin yaralarını sarmak için çalışmalar yürütüldüğünü de hatırlatan Yılmaz, yeni afetlere karşı riskleri azaltıcı yatırımları öncelikli olarak gördüklerini ve şehirleri afetlere karşı çok daha dirençli hale getirecek bir kanunu meclisin geçirdiğini belirtti. Yeni kurulan Kentsel Dönüşüm Başkanlığı’ndan da söz eden Yılmaz, akıllı şehirlerle ilgili, “Ülkemizde akıllı şehir yatırımlarının ortak bir akıl ve yol haritası üzerine inşa edilebilmesi amacıyla Ulusal Akıllı Şehirler Stratejisi ve Eylem Planı’nı hazırladık. Dünyada bu strateji ve eylem planına sahip 4 ülkeden biri Türkiye” dedi.
TATAR: TÜRK ASKERİNİN ADADAN ÇEKİLECEĞİ SENARYOYA EVET DEMEMİZ MÜMKÜN DEĞİL
KKTC Cumhurbaşkanı Ersin Tatar da, “Doğu Akdeniz’de en güneydeki Türk Devleti olarak Akdeniz’in önemi ve değeri her geçen gün daha da fazla ortaya çıkarken, enerji kaynaklarıyla, bir takım petrol ve doğal gaza yönelik ciddi beklentiler içerisinde biz Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’ne sahip çıkmamız gerektiğini ve Kıbrıs’ta yeni siyasetin, yani iki devletli siyasetin daha da pekişmesi gerektiğini zaten her gün tekrarlamaya devam ediyoruz.
Çünkü aksi takdirde federal bir anlayışla, Rumların egemen olacağı bir devlet yapısı çerçevesinde ve Türkiye Cumhuriyeti’nin Avrupa Birliği’nde olmadığı için zaman içerisinde garantörlüğünün sona erebileceği ve Türk askerinin adadan çekileceği bir senaryoya bizlerin evet demesi mümkün değildir. 1571’den Lozan Anlaşması’na kadar adanın egemen sahibi olan Osmanlı Devleti’nin de hakkı vardır, hukuku vardır, söz hakkı vardır” dedi.
TATAR: KKTC BİR CAZİBE MERKEZİ OLMAYA DEVAM EDECEKTİR
Pandemi döneminin kendileri için büyük bir yıkım olduğuna dikkat çeken Tatar, “Sayın Cumhurbaşkanımız Recep Tayyip Erdoğan’ın büyük desteğiyle, Sayın yardımcısının büyük gayretleriyle yeni havalimanımızın açılmasıyla son aldığım rakamlara göre 2019 pandemi öncesi rakamları şu anda geçmiş bulunmaktayız. Süratle bütün o yıkımın etkileri geride kalmış, şu anda rakamlar 2019 rakamlarını geçmiş ve artmaya devam ediyor. Dolayısıyla Ukrayna Savaşı, bir takım ciddi anlamda enerji maliyetlerinde artışlar ve 6 Şubat depremi…
Bütün bu yıkımları yaşadık ama öylesine bir inanç, öylesine bir geleceğe umutla bakabilme azmi ve kararlığı içerisinde bütün bunların geride kalmasıyla inşallah önümüzdeki dönemde ana vatan Türkiye Cumhuriyeti’nin de destekleriyle Kuzey Kıbrıs Türk Hükümeti bir cazibe merkezi olmaya devam edecektir. Onun için bizim ekonomimize sahip çıkan, bizim ekonomimizin bir takım siyasi anlamda izolasyonlar ve ambargolar altındaki olumsuzluklarına meydan okuyarak yatırımlar yapmaya devam edenleri buradan kutlamak istiyorum” ifadelerini kullandı.