Çocuk Tiyatrosu konusunda yıllarca emek vermiş değerli tiyatro sanatçısı Elif Temuçin ile 23 Nisan’a özel röportaj yaptık.
Gazi Mustafa Kemal Atatürk önderliğinde Milli Kurtuluş Mücadelesini yöneten, Türk Milletinin iradesinin ortaya konduğu; Gazi Meclis unvanlı Türkiye Büyük Millet Meclisi’nin açılışının 104. yılını kutluyoruz.
Bu gururlu günü, geleceğimiz olan çocuklara armağan eden; Meclisimizin ilk başkanı, Ulu Önderimiz Gazi Mustafa Kemal Atatürk ‘ü sevgi, saygı, rahmet ve minnetle anıyoruz.
“Türkiye Cumhuriyeti’nin temeli kültürdür.” diyen Atatürk kültürün vazgeçilmez bir parçası olan tiyatroya da çok değer veriyordu. Bizzat kendisinin kaleme aldığı bir opera olduğu düşünülürse bu değerin büyüklüğünü hesap etmek zor olmayacaktır.
Tiyatronun türleri arasında eğitici yönü en kıymetli olan türü kuşkusuz Çocuk Tiyatrosu. Çocukların gelişimi konusunda çok önemli bir yeri olan Çocuk Tiyatrosu konusunda bu konuda yıllarca emek sarf etmiş değerli tiyatro sanatçısı Elif Temuçin ile konuştuk.
İlk önce Çocuk Tiyatrosunun öneminden bahsedelim isterim. Tiyatro çocukların gelişimine ne gibi katkılarda bulunuyor?
Hepimizin hayatında; -yaş ayırmaksızın- çektiğimiz zorluklar, baş edemediğimiz duygular, keyif aldığımız şeyler, ilgimizi çeken karakterler, merak ettiğimiz hikayeler var. Tiyatro sanatı da diğer birçok sanat gibi, hayatın bir yansıması olarak, içinde hepsini bir şekilde barındırıyor. Farklı tarzlarda, o anda şekilleniyor ve eğer başarıya ulaşıyorsa bir salon dolusu seyirciye hep birlikte dokunuverdiği bir deneyim yaşatıyor. Çocuk ve gençlere yapılan tiyatronun da bir yetişkine yapılan tiyatrodan bu anlamda hiçbir farkı yok. Yetişkin seyirci tiyatro sanatına ne kadar ihtiyaç duyuyorsa bir çocuk ya da genç de tiyatro sanatına o kadar ihtiyaç duyuyor.
Bir yetişkinin hayatında tiyatronun varlığı ne kadar değerliyse, tiyatro, bir çocuk ya da genç için de o kadar önemli. Biz yetişkinler tiyatroya bir şey öğrenmeye gitmediğimiz gibi, çocuk ya da gençler de öğrenmek için değil bir deneyimin parçası olmak için orada. Dolayısıyla eşit derecede bir önemden bahsediyoruz ve biz tiyatro icra edenler bu önemin hep farkında olarak, incelikli işler yapmakla yükümlüyüz. Yetişkinler için nasıl bir titizlikle çalışıyorsak aynı özeni onlara da göstermeliyiz. Önce biz önem vermeliyiz ki, çocuk ve gençlere yapılan tiyatrolar önemsensin ve gelişsin. Sonuçta hayatın karmaşasına değinen, sorular soran bir tiyatro yapıtı hepimizin gelişimine katkı sunuyor ve aslında tiyatronun kollektif paylaşımı hepimize gerekli belki de.
Çocuklar tiyatro izlemeye kaç yaşından itibaren başlamalı?
Daha önceki yıllarda çocuklara bir hikaye anlatmak için hayat deneyimine ihtiyaç olduğu düşünülüyor ve bunun ancak 3 yaş itibariyle sağlanabileceğine inanılıyordu. Şimdi dünyada gerçekleştirilen birçok sanatsal araştırma ve sergilenen oyunlardan anlaşıldı ki her çocuk hayata gözlerini açar açmaz deneyimler yaşıyor ve bu deneyim üzerinden hikaye anlatmak gayet mümkün. Ülkemizde pek gelişmemiş ve yaygınlaşmamış olsa da 1 yaş itibariyle tüm çocuklara farklı tekniklerde tiyatro yapmak mümkün elbette.
Çocuk Tiyatrosunun yaygınlığı konusunda ne düşünüyorsunuz? Yani yeterince bu kültür var mı?
Ne yazık ki ülkemizde çocuk ve gençlik tiyatrosu hâlâ hak ettiği değeri görmüyor ve bir tür ‘para’ tuzakları içinde can çekişiyor. Yine de iyimser tarafından bakarsak, vahim durumun farkına varıp, içtenlikle, işlerini en iyi şekilde yapmaya uğraşan ekipler de var. Bu ekiplerin görünür kılınması ve daha fazla çocuğa ve gence ulaşması için desteklenmeleri, oyunlarını sergileyebilecekleri sağlıklı ortamların oluşturulması gerekiyor. Sağlıklı koşullar derken örneğin 500 kişilik bir konferans salonunda çocuk seyirciye ulaşmak keyifli bir seyir sağlamayacaktır çoğunlukla. Buna göre okulların, özel ve devlet kurumlarının ciddiyetle ekiplerin ihtiyaçlarını göz önünde bulundurmaları gerekiyor. Ancak bu şekilde ülkemizde çocuklar ve gençler için nitelikli işlerin çoğalması sağlanacak ve başarılı bir kültür politikası oluşturulacaktır. Yolumuz uzun.
Biraz da Tiyatro Breeze’den bahsedelim. Ne zamandan beri faaliyetlerde bulunuyorsunuz?
Tiyatro BeReZe, Ankara Üniversitesi Dil ve Tarih – Coğrafya Fakültesi Tiyatro Bölümü’nde tanışan Firuze Engin, Elif Temuçin ve Erkan Uyanıksoy tarafından 2006 yılında kuruldu.Ekip ilk oyununu 20 Mart 2008’de, Dünya Çocuk ve Gençlik Tiyatroları Günü’nde sahneledi. BeReZe bu tarihten itibaren çalışmalarını aralıksız sürdürdü.2008 ve 2023 yılları arasında BeReZe; hikaye anlatıcılığı, obje tiyatrosu, clown, buffoon, dans tiyatrosu gibi farklı stillerde, -3 yaştan başlamak üzere- farklı yaş grupları için 20 oyun sahneledi. Bu oyunları Türkiye haricinde, Almanya, Fransa, Danimarka, Brezilya, Küba, Makedonya, Romanya ve Sırbistan gibi ülkelerde sergiledi; 40’ın üzerinde tiyatro festivaline konuk oldu.
Yazarlık, oyunculuk, kukla, fiziksel tiyatro, hikaye anlatıcılığı, dramaturji, tiyatro tarihi gibi farklı disiplinlerde akademik eğitim almış kadrosuyla BeReZe; çeşitli üniversite, akademi ve tiyatro okulu bünyesinde çocuklara, yetişkinlere ve profesyonel oyunculara yönelik eğitimler vermekte; düzenli çalışmalarla tiyatronun olanaklarını araştırmaya, yeni ve kendine özgü anlatım biçimlerini keşfetmeye devam etmektedir.
Şu anda sahnede hangi oyunlarınız var?
Şu an yetişkinler için sergilediğimiz: “Cimri”, “Kral Ölüyor”, “Macbeth//iki kişilik kâbus”, “Olsa Olmalı Olabilir” adlı oyunlarımız ile çocuklar için “Çok Soğuk”, gençler için “An-sızı-N” adlı oyunlarımız sergilenmeye devam etmekte. Sosyal medya hesaplarımızdan bizi takip edebilir, oyun takvimimize ulaşabilirsiniz. Karşılamak dileğiyle..
Size bu güzel röportaj için teşekkür ediyoruz başarılar diliyoruz.