Değerli Okurlar, Dünyanın en keyif veren hisleri parayla satın alınabilir mi?
Sessizce kendinizle zaman geçiriyorsunuz farz edelim. Gözleriniz kapalı, tütsü kokusu ile burun deliklerinizin bayram ettiği, kokulu mumla aydınlanan loş bir odada, slow müzik hatta ney eşliğinde düşsel bir yolculuğa çıktınız. Beyninizde bir rahatlama ve huzur hissediyorsunuz. Zihnen ve ruhen bir gevşeme yaşıyorsunuz. Gürültü yok, başka insan yok, stres yok, dingin bir atmosferde rahat bir şekilde nefes alıp veriyorunuz. Sıcacık odanızda, sallanan sandalyenizdesiniz..
Okurken zihninizde canlandırdığınızı biliyorum çünkü ben de yazarken canlandırdım. Hiç fena olmazdı. Zorlu bir hayatın, bir zerresi olan bir gününüzde böyle bir an yaşayabilmeniz kadar lüks bir gününüz yoktur diye düşünüyorum. Parayla asla satın alamayacağınız bu hazzı yaşayabilecek kadar an’da kalabiliyorsanız, dünyanın en zengini sizsiniz diyebilirim.
Tamam genel olarak istatistiksel verilere göre; bir işe girip kendi paranızı kazanmak kadar insanı güçlü hissettiren, hayallerinizin gerçekleşmeye başladığı yada gerçekleştiği anları yaşıyor olmak, çok güzel bir uyku esnasında güzel bir rüya görmek, duşa girmek-küvette ılık suda yatmak, insanlardan içten bir iltifat almak, samimi duygularla söylenmiş motive edici sözler duymak, sahilde dalgaların sesini dinlemek, ılık bir rüzgarın güneşli bir günde teninize dokunması, bir şey yaparken diğer insanlar tarafından desteklenmek ve onaylanmak hatta bir ağaca yaslanarak gölgesinde uyumak yada dinlenmek bile, sağlıklı olmanın kıymetini anlamak dahi yani para ile satın alınamayacak her şey kadar başka haz veren his daha yok.
Bununla birlikte geri gelmesi imkansız olan tek şeyin zaman olduğunun farkında olarak nitelikli değerlendirebilme bilincinde olmak kadar da haz veren bir his daha yok. Her salisemiz kıymetli. Aslında çok zenginiz ama bir “an” unutuyoruz. Ruh sağlığımızın şifacısı bizleriz. Kendimize o kadar ihtiyacımız var ki aslında.. Bir an reel dünyadan kopup sanal dünyayı da unutup ruhani dünyamıza yönelsek, soruların cevaplarının kendimizde olduğunu idrak edeceğiz. Her insanın, çeşitli curcunalardan arındığı dingin bir hayata ihtiyacı vardır. Evli olup olmamayla, sevgilisi olup olmamasıyla yada bekarlıkla da ilgisi yoktur kesinlikle. Toplumun en küçük parçası olan her bireyin ihtiyacı olan bir süreçtir aslında kendini dinlemek, kendisiyle yarattığı o özel anlarla huzurlu ve mutlu olacağı, kendisini şımartacağı o minik anlar.. Biliyorsunuz zaman görecelidir. Doyum noktanıza gelinceye kadar yapmanızda fayda vardır. En haz aldığınız her ne varsa sonuna kadar yaşayın.
Unutmayın; dünyanın en keyif veren hislerini yaşamak parayla satın alınamadığı gibi, her bireyin hakkıdır. En üzgün anlarınızda en mutlu gününüzü düşünün. Birine kızsanız bile o kişiyle geçirdiğiniz en güzel gününüzü hayal edin kızgınlığınız da geçecektir yada hafifleyecektir. Ben öyle yapıyorum çünkü. Bir çikolata yemek bile müthiş haz veriyor.. Beyninize ve ruhunuza iyi gelen her ne varsa onları düşünün.
Gözleriniz kapalıyken tütsü eşliğinde, tercihen ilahi dinlemek yada bir enstrüman dinlemek, kışınsa yaz tatilinde ıssız bir plajda olduğunuzu dahi hayal etmek veya hiç bir şey düşünmemek bile, aromatik yağlarla kendinize uygulayabileceğiniz masajla bütünleşince tüm yorgunluğunuzu alacaktır. Kendi kendinizin her şeyi olduğunuzu hep anımsayın.