Farklı ilçelerde bulunan döviz bürolarında euro ve dolar satış ve alış fiyatı değişimleri dikkat çekti. Aynı ilçelerde yer alan döviz bürolarında dahi kur farkı görüldü.
İstanbul’da bazı döviz bürolarının son dönemdeki güncel kur değerleri ve birbirleri arasındaki fiyat değişimi dikkat çekiyor. Beyoğlu, Fatih ve Beşiktaş’ta bulunan farklı döviz bürolarında benzer saat aralıklarında Amerikan Doları’nın satış fiyatı arasında 50 kuruş, alış fiyatı arasında ise 40 kuruşluk farklar görüldü. Fiyat farklarının turistik bölgelerde daha sık olduğu gözlemlendi. Yeditepe Üniversitesi Ekonomi Bölümü Öğretim Üyesi Prof. Dr. Natalya Ketenci son dönemde serbest döviz piyasasında yaşanan farklı fiyat uygulamalarını değerlendirdi.
ÇOK BÜYÜK FARK OLMAMASI GEREKİYOR
Natalya Ketenci, “Döviz, serbest piyasa gibi gözükse de aslında Türkiye’de kontrol altında. Bunun için, farklı dalgalanmalar olabiliyor ve dalgalanmalar içinde bir sürü farklı etkiler oluşuyor. Özellikle kısa dönem etkiler için ‘spekülasyon’ var. Spekülasyon ne demek, döviz çok düştüyse, o zaman onu satın alman, çok yükseldiyse satman gerekiyor. O zaman kısa vadede ani spekülasyonlar olabilir.
Turistik yerlerde daha fazla turist olduğu için daha fazla talep olabilir. Talep olduğu zaman doların fiyatı artıyor. Türkiye’de bizim piyasaya aslında genel olarak bakmamız gerekir. Tek kur olması gerekiyor, yükseliyorsa bütün döviz yerlerinde yükselmesi, düşüyorsa düşmesi gerekiyor. Demek ki o döviz bürolarında spekülasyon oluyor, piyasa dışı satışlar oluyor. Bu da aslında, legal değil. Bu fırsatçılık olabilir. Çünkü aslında gerçek kur var, o kurdan satmak ya da satın almak gerekiyor. Çok büyük fark olmaması gerekiyor” ifadelerini kullandı.
BİR YERDE 19 LİRA BİR YERDE 26 LİRADAN SATILIYORSA DEMEK Kİ KONTROL MEKANİZMAMIZ YOK
Olağan dışı fiyat uygulamalarının piyasada negatif bir etki oluşturduğunu belirten Ketenci, “Yatırımcılar arasında panik oluşuyor. Türkiye’de birkaç defa yaşadık döviz arttığı zaman insanlar, yatırımcılar panikliyor. Döviz daha fazla artacak diye satın almaya başlıyor. Mesela 1.5 sene önce biliyoruz ki birçok insan kredi dahi almış, çünkü panik yaratıldı, doların fiyatı 30’a çıkacak diye. İnsanlar panik yapıp almaya başladı. O panik geçince fiyatı düştü. Bugüne kadar hiçbir zaman 30’a çıkmadı. Büroların, bakkal gibi olmaması lazım, aslında kesinlikle kontrol yapılması gerekiyor.
Yani 100 metrede 70 kuruş fark varsa ya da bir yerde 19 lira bir yerde 26 liradan satılıyorsa demek ki yeterince kontrol mekanizmamız yok. Paniğe kapılmamak gerekiyor, herkes dolar alıyor, ben de almalıyım gibi yapmamak gerekiyor. Biraz daha soğukkanlı davranmak gerekiyor. Mesela, seçim döneminde belirsizlik oluşuyor. Yatırımcılar, durgun durabiliyor ya da biraz geri çekilebiliyor. Vatandaşlar için en önemlisi; her yerden bilgi alıp uygulamamak lazım. Çünkü bir sürü farklı bilgi geliyor, spekülasyonlar da oluyor ve o tabi ki panik yaratıyor.”dedi.