Türkiye’yi yasa boğan depremlerden, bölgede yaşayan binlerce kronik böbrek yetmezliği hastası da etkilendi. Deprem bölgesinde diyalize girmesi gereken 8 binden fazla hastanın yaklaşık bini, çevre illere transfer edilerek tedavileri bir gün bile aksatılmadan sürdürüldü.
Kahramanmaraş merkezli büyük deprem felaketinde binlerce vatandaş yaralanırken, bunlardan pek çoğu da crush (ezilme) sendromu nedeniyle akut böbrek yetmezliğine girerek geçici diyaliz tedavisi görmek zorunda kaldı. 11 ilde büyük hasar yaratan depremlerin ardından bölgedeki diyaliz merkezlerinden de zarar gören yerler oldu. Hiç ara vermeksizin haftada en az üç gün diyalize girmek zorunda olan kronik böbrek yetmezliği hastası depremzedelerin bir kısmı, diyaliz merkezleri de yıkıldığı ya da çalışamaz hale geldiği için çevre illere transfer edilmek zorunda kalındı.
Birkaç gün hizmet veremeyen onlarca diyaliz merkezi, hızla yeniden çalışır hale getirildi ve tedavilerin kesintisiz sürdürülmesi sağlandı. Sağlık Bakanlığı ve Türk Böbrek Vakfı (TBV), depremin ilk gününden itibaren hızla koordine olarak depremzede diyaliz hastalarının tedavilerini de organize etti. TBV Başkanı Timur Erk ile Yönetim Kurulu Üyesi Prof. Dr. Mehmet Şükrü Sever, bölgede depremden etkilenen diyaliz hastalarının son durumu, yıkıma uğrayan diyaliz merkezleri nedeniyle binlerce hastanın nasıl koordine edildiği ve daha da önemlisi, depremde crush sendromu etkisiyle mevcut hastalara eklenen yeni diyaliz hastaları ile ilgili Demirören Haber Ajansı’na önemli açıklamalarda bulundu.
“BİN 200 YARALIDA AKUT BÖBREK YETMEZLİĞİ GELİŞTİ”
TBV, deprem sonrası ‘crush (ezilme) sendromu’ yaşayan hastaların akut tedavisi için geçici kateter ile 2 bin seanslık diyaliz kiti bağışında bulundu. Timur Erk, bölgede yaşayan 8 bin civarında diyaliz hastası olduğunu ve bunların 7 bininin halen kendi merkezlerinde tedavilerine devam edebildiklerini kaydederek “Ancak bin civarı hastamız çevre illere nakledildi. Örneğin Diyarbakır’da 778 diyalize giren hasta varken, bu sayı deprem sonrasında bin 250’ye; Adana’da bin 700 hasta varken 2 bine çıktı. Civarda daha müsait olan yerlere kaydırma oldu. Burada en önemli konu, hep dedik ya artık herkes öğrendi, crush sendromlu hastaların durumu. Şimdiye dek bin 600 civarında ezilme sendromu yaşamış hastamız bildirildi. Bu bin 600 hastanın da bin 200’ünde akut böbrek yetmezliği gelişmiş” dedi.
HASTALAR GERİ DÖNEBİLSİN DİYE 10 ÜNİTELİK MERKEZ AÇILACAK
Türk Böbrek Vakfı olarak yaklaşık 500 hasta için çok ciddi bir destek verdiklerini de anlatan Timur Erk, sözlerini şöyle sürdürdü: “Koordinasyon merkezimizde 3 eleman gece gündüz çalıştı ve bölgedeki hastalarımıza hem ulaşım, hem de diyalize devam edebilme desteği sağladı. Ama esas sorun, bu 11 ilde halen diyalize devam eden 7 bine yakın hastamızın barınma, gıda sorunu. Çünkü bu hastaların özel bir beslenmeye ihtiyaçları var, diyetisyen desteğine ihtiyacı var, psikolog desteğine ihtiyacı var. Sağlık Bakanlığı’na başvuruda bulunduk. Bize en fazla ihtiyaç gösterilen bölgede, o bin civarı çevre illere gitmiş hastaların tekrar geri dönüşünde diyaliz tedavilerini sağlamak üzere imkan yaratacağız. 10 üniteli bir diyaliz merkezi kurmak üzere seferber olduk.”
“ÇOCUKLAR DAHA İYİ KORUNUYOR”
TBV Yönetim Kurulu Üyesi ve afet tıbbı konusunda dünyanın sayılı isimlerinden olan Nefroloji Uzmanı Prof. Dr. Mehmet Şükrü Sever ise crush sendromu nedeniyle akut böbrek yetmezliği gelişen hastaların hangi oranda kronik böbrek yetmezliğine evrildiğini henüz bilemediklerini belirtti. Prof. Dr. Sever, “Ancak diğer nedenlere bağlı akut böbrek yetersizliğinden sonra bir kısım hastada bu problem gelişebiliyor. O nedenle muhtemelen (yaralıların) önemli bir bölümünde bu problemin ortaya çıkabileceğini düşünüyoruz” dedi.
Marmara depremi deneyimlerinin, çocukların crush sendromundan nispeten daha iyi korunduğunu gösterdiğini vurgulayan Prof. Dr. Sever, şu bilgileri verdi: “Bunun da muhtemel nedenleri arasında, yaşam üçgeni adını verdiğimiz küçük aralıklarda, çocukların daha az travmaya maruz kalabilmiş olmaları. Çünkü çocukların vücut yüzey alanları daha küçük, daha küçük alanlara sığabiliyorlar. Yetişkinlerin bu yönden daha riskli olduğunu söyleyebiliriz.”
“ÜÇ HAFTA DİYALİZ GEREKEBİLİYOR”
Crush sendromu sonrası akut böbrek yetmezliği tablosunun oluşmasında pek çok mekanizma olduğuna dikkat çeken Prof. Dr. Sever, sözlerini şöyle sürdürdü: “Çok sayıda mekanizma var böbreklerin yetersizliğe girmesine yol açan. En önemlisi, dolaşan kan hacmindeki azalma. Bunun da temel nedeni, ezilmiş olan kasların içerisine hasta enkazdan çıkartıldıktan sonra fazla miktarda sıvı hücum ediyor. Kompartman sendromu dediğimiz bir tablo gelişiyor ve bu (kas) kompartmanlarının içerisinde 4 ila 10 litreye kadar sıvı birikebiliyor.
Dolaşan kan hacmi azaldığı için böbreklerde bir kansızlık söz konusu oluyor, bu da yetmezliğe yol açabiliyor. Bir de ezilen kaslardan açığa çıkan miyoglobin isimli bir protein var. Bu protein, hem doğrudan böbreklerde tahribat yapabiliyor, hem de böbrek tüpleri içerisinde bir takım tıkanmalara yol açabiliyor. Hasta bu tablolar sonrası ne kadar süre diyaliz desteğine ihtiyaç duyar veya ne kadar süre idrarı azalabilir? Bu süre ortalama 1 ila 3 hafta arasında değişir. Nadiren bu olay bir aya kadar uzayabiliyor.”