Muğla’nın Ortaca ilçesindeki Deniz Kaplumbağaları Araştırma Kurtarma ve Rehabilitasyon Merkezi (DEKAMER) kumsaldaki yuva ve yavruları koruma çalışmalarının yanı sıra denizlerde de büyük tehlike altında olan erişkin deniz kaplumbağalarını korumak için çalışma başlattı.
Ortaca ilçesindeki dünyaca ünlü İztuzu Kumsalı’nda 2009 yılından bu yana deniz kaplumbağalarını koruma çalışmalarını yürüten DEKAMER, çalışma alanını genişletti. Karanın yanı sıra denizde de deniz kaplumbağalarını korunması için harekete geçti. Pamukkale Üniversitesi Fen Edebiyat Fakültesi Biyoloji Bölümü Öğretim Üyesi ve DEKAMER Müdürü Prof. Dr. Yakup Kaska, “Adı üzerinde deniz kaplumbağası, ömrünün yüzde 1’lik bir bölümü kumsalda, yüzde 99’luk kısmı ise denizlerde geçiyor. Biz kumsalda ne kadar korursak koruyalım yaşamını geçirdiği denizlerde onları koruyamazsak onları korumuş olmayız” dedi.
Avrupa Birliği fonlarını kullanarak diğer ülkelerin yaptığı koruma çalışmalarını ülkemizde de test ettiklerini belirten Prof. Dr. Kaska, “Deniz kaplumbağaları, aynı zamanda denizlerimizin büyükelçileridir. Bir ülkeden diğer bir ülkeye vizesiz seyahat edebilen deniz canlıları bu yönden bakarsak ülkeler arası iş birliği ve ortak çalışmalar için çok önemli. Biz bu çerçevede Avrupa Birliği fonlarını kullanarak bütün Akdeniz’deki ülkelerin koruma çalışmalarını test ederek ülkemizde de bu tür koruma çalışmalarını gerçekleştirilebilir mi, diye aynı yöntemleri uyguluyoruz” diye konuştu. Prof. Dr. Kaska, deniz kaplumbağalarının ölüm nedenlerinin en başında denizde ağa takılmanın geldiğine dikkati çekti.
Prof. Dr. Kaska, DEKAMER Bilimsel Koordinatörü Dr. Doğan Sözbilen yönetiminde Akdeniz’in değişik bölgelerinde koruma çalışmaları, toplantılar, ilgili test denemeleri, deniz canlılarıyla çarpışma, sürat motorları ve diğer teknelerle karşılaştıklarındaki olumsuz durumları en aza indirmek için kamuoyu bilgilendirme çalışmalarının yanı sıra balıkçılarla birlikte yeni tekniklerle ilgili çalışmaları yürüttüklerini kaydetti.
‘SUDAKİ TEHDİTLER DE ÇOK ÖNEMLİ’
Pamukkale Üniversitesi Veterinerlik Bölümü Öğretim Görevlisi Dr. Doğan Sözbilen deniz kaplumbağalarının nesillerini devam ettirebilmeleri için denizlerdeki tehditlerin en aza indirilmesi gerektiğine dikkat çekti. Deniz kaplumbağalarının üreme ve neslini sürdürebilmeleri için kumsallarda yuvalama yapması gerektiğini vurgulayan Sözbilen, “Bunları Türkiye’de farklı noktalarda uzun zamandır koruyoruz. Ama yaşamının tamamına yakın bir zamanı denizde geçiren deniz kaplumbağaları için sudaki tehditler de çok önemli. Bu canlıların neslini devam ettirebilmeleri için son yıllarda denizlerde koruma çalışmalarına başladık” dedi.
Deniz kaplumbağalarını tehdit eden en büyük faktörlerden birinin balıkçılık etkileşimleri olduğunu ve bu sektörde hedef dışı avlanmanın azaltılması gerektiğini ifade eden Sözbilen, “Balıkçının yakalamak istemediği ama bir şekilde ağlarına takılması sonucunda deniz kaplumbağası, köpek balıkları vatozlar ve deniz memelilerinin yakalanmasına biz kısaca ‘hedef dışı avlanma’ diyoruz.
Akdeniz havzasının içindeki farklı ülkelerde yerel ortaklarla balıkçılarla birlikte en büyük problemler neler? Bunları nasıl azaltabiliriz üzerine DEKAMER, WWF Türkiye, Doğa Derneği ve Türk Deniz Araştırmaları Vakfı’nın (TÜDAV) yer aldığı ulusal odak noktalarımız, danışman kuruluşlar ve bakanlığımızın desteklediği ortak bir projeyi yürütüyoruz” diye konuştu.
TROLLE AVLANANLAR TED SİSTEMİNİ KULLANMALI
Balıkçılıkta kullanılan trol, paragat, uzatma ağı gibi çeşitli avlanma türlerinin neden olduğu tehditleri azaltmak gerektiğinin altını çizen Sözen, bunun için alınabilecek önlemler hakkında da bilgi verdi. Sözen, “Bunların içinde en önemlisi trol ağlarına yönelik yapılacak çalışma. Bunun için biri trol ağlarının önüne takılan TED (turtle excluder device) ismi verilen ızgara şeklinde basit bir sistem var. Bu sistem kaplumbağa dışlayıcı cihaz anlamına geliyor.
Trol hepimizin bildiği gibi büyük bir torba ve tekne bunu belli bir operasyon süresince çekiyor ve çeşitli balıklara kaplumbağalar ve köpek balıkları ağın içerisine girebiliyor. Böyle bir ızgarayı trol ağının önüne koyduğumuzda kaplumbağalar, vatoz, köpek balıkları gibi büyük deniz canlıları bu ızgara sayesinde ağın içine girmiyor ve üstteki açıklıktan çıkarak kurtulabiliyor. Balıkçılık operasyonları devam ederken nesli tehlike altındaki türler de yakalanmamış oluyor” dedi.
SPORTİF OLTA BALIKÇILIĞINDA C TİPİ OLTA YAYGIN
Sözen şöyle devam etti: “Bunun dışında paragat denilen avcılıkta J tipi olta iğnesi kullanılıyor. Bu doğrudan her türlü hayvana takılıyor. Ama Bunun yerine ucu kıvrık C tipi olta kullanıldığında balığın davranışından dolayı balık takılıyor ama kaplumbağalar gibi canlılar ucu kıvrık olduğu için takılmıyor. Çıkarılması kolay oluyor.
Yaygınlaştırılması için ortaklarımızla balıkçılarla birlikte deneme çalışmalarına başladık Projelerde uyguladığımız yöntemler dünyanın farklı ülkelerinde daha önce denenmiş. Güney Amerika da C tipi olta kullanılıyor. Balıkçılardan bize gelen en çok soru; bununla balık yakalayabilir miyiz? şeklinde oluyor. Sportif olta balıkçılığında oldukça yaygın şekilde kullanılıyor. Balık yakalayabildiği için böyle bir iğne tipi geliştirilmiş. Bu iğne balığa fazla bir zarar vermeden tekrar geri bırakılmak üzerine yapılmış.”
‘AĞLARI YEŞİL LED IŞIKLARLA AYDINLATIYORUZ’
Uzatma ağı ile yapılan balıkçılık faaliyetinin de oldukça yaygın olduğunu altını çizen Sözen, “Bu tehdidi azaltmak içinde son günlerde geçiştirilen başka bir azaltım yöntemi var. Bu da yeşil renkli led ışıkların kullanılması. Bizim ülkemizde ağlar genellikle gece atılıyor. Deniz kaplumbağalarının yeşil ışığı görebilme özelliği var. 10 – 15 metre aralıklarla ağa yerleştirdiğimiz bu ışıklarla ağı aydınlatıyoruz. Bu uygulamayla kaplumbağaların daha az takılmasını hedefliyoruz. Dünyada şimdiye kadar yapılmış 3- 5 uygulama var gayet olumlu sonuçlar alınmış. Türkiye’de balıkçılarımızla bu yöntemleri deneme çalışmalarına başladık” dedi.