Geçtiğimiz günlerde açıklanan kabinede Mehmet Şimşek’in “Hazine ve Maliye Bakanı” olması (çoğu iktisatçı ve maliyeci bu iki bakanlığın ayrılmasını önerse de bu yaşanmadı) ve Cevdet Yılmaz’ın cumhurbaşkanı yardımcısı olması ardından ekonomi politikalarında değişiklik olacağı algısı oluştu.
Esasında bu algı yersiz değil, çünkü Mehmet Şimşek’in görevi devralırken yaptığı “Rasyonel politikalara dönüşten başka bir şans kalmamıştır” cümlesi de bu algıyı destekler nitelikte. Ancak bir ismin bakanlığı alması politikaları değiştirmek için yeterli değil (en azından ekonomi alanında yeterli değil). Ekonomi politikaları için Merkez bankası başkanlığı da neredeyse bakan kadar önemlidir (hatta bazı durumlarda daha bile önemlidir). Bu noktada da Hafize Gaye Erkan ismi ortaya çıktı.
Hafize Gaye Erkan ile beraber ortaya çıkan bir diğer şey ise CV karmaşasıydı. Sosyal medyada farklı farklı CV’ler havada uçuştu, Boğaziçi mezun ofisindeki (kendisinin lisans eğitiminin Boğaziçi Endüstri mühendisliği olduğu kesin sayılır) ve Linkedln uygulamasındaki CV’si bambaşka çıktı. Haliyle ortalık karman çorman oldu.
Ortalığı karıştıran bir diğer unsur da Amerika’da geçtiğimiz günlerde batan bir bankanın eş-CEO’su olmasıydı (banka batmadan bir süre önce ayrılmış ve benim de katıldığım bir görüş bankanın batışına kronolojik olarak bakıldığında batıştan sorumlu olmadığı yönünde). Dolayısıyla bu da bir başka tartışmanın alevini ateşledi.
Ben bu noktada CV’ye pek odaklanmıyorum. Çünkü, sayın cumhurbaşkanının ekonomi anlayışı ortadayken bu kadro en fazla önümüzdeki yerel seçime kadar iş yapar ki muhtemelen seçim öncesi bir kabine değişikliği daha gelir ve yeni bir “lazer” gözlü bakanımız olur (umarım yanılırım).
Kısacası Gaye Hanım TCMB başkanı olursa para politikasının yanı sıra şu CV meselesine de bir el atsa çok iyi olacak. Çünkü para politikası konusunda fazla bir şansı da zamanı da olmayacak, bari CV’yi aradan çıkartalım.
Not: Bu yazıda eleştirdiğim şey Gaye Hanım’ın kariyeri değil, kendisi hakkında yapılan spekülasyonlar konusunda çok pasif ve sessiz kalmasıdır.