Ankara Üniversitesi Tıp Fakültesi Cebeci Hastanesi Çocuk Sağlığı Hastalıkları Ana Bilim Dalı Öğretim Üyesi Doç. Dr. Fatma Tuba Eminoğlu’nun ‘Kalıtsal Metabolik Hastalıklar Tanılı Çocuklarda Covid-19 Pandemisi Sürecindeki Karşılanmamış Gereksinimler’ araştırmasına katılanların yüzde 40’ında, pandemi döneminde ‘anne depresyonu’ geliştiği belirlendi.
Ankara Üniversitesi Tıp Fakültesi Cebeci Hastanesi Çocuk Sağlığı Hastalıkları Ana Bilim Dalı Çocuk Metabolizma Hastalıkları Bilim Dalı Öğretim Üyesi Doç. Dr. Fatma Tuba Eminoğlu ve ekibi tarafından kalıtsal hastalığı bulunan 0-18 yaş arası çocuk hastaların pandemi döneminde sağlık hizmetine ulaşma konusunda yaşadıkları durumları ortaya çıkarmak amacıyla araştırma yapıldı. ‘Kalıtsal Metabolik Hastalıklar Tanılı Çocuklarda Covid-19 Pandemisi Sürecindeki Karşılanmamış Gereksinimler’ başlıklı araştırma, 17 Mart-1 Temmuz 2020’de hastanede tedavi gören 194 kalıtsal hastalığı bulunan çocuğun ebeveynleriyle gerçekleştirildi.
Doç. Dr. Eminoğlu, Covid-19 pandemisinin tüm dünyada olduğu gibi Türkiye’de de sağlık hizmetine ulaşım konusunda önemli kısıtlıklar getirdiğine dikkat çekerek, “Özellikle kronik hastalıklarda sağlık hizmetine ulaşım çok önemli. Bu hastalarımıza ulaşıp öncelikle sağlık hizmetlerinde hangi hizmetlerden yararlandıkları hangi hizmetlerden yararlanamadıkları konusunda ailelerden bilgi aldık.
Sağlık Bakanlığı’nın tam zamanında müdahalesiyle Covid-19 pandemi döneminde özellikle rapor sürelerinin uzatılması, ilaç almak için reçete gereksinimin kalkması gibi durumlarla ilaca erişimde bir sıkıntı olmadığını gözlemledik ve hastalarımız ile aileleri de bu konuda herhangi bir sıkıntı yaşamadıklarını bildirdiler. Yani raporları var ise ve daha önceden belirli bir yerde takip ediliyorlar ise Covid-19 döneminde ilaçlarını alabildiler ve hastaneye bundan dolayı başvuruları gerekmedi” diye konuştu.
YÜZDE 60’I SAĞLIK HİZMETLERİNE SORUNSUZ ULAŞMIŞ
Doç. Dr. Eminoğlu, katılımcılara, ‘Sağlık hizmetlerine ulaşımda herhangi bir sorun yaşadınız mı?’ sorusu da sorduklarını aktararak, “Sorumuza; Türkiye genelindeki katılımcıların yüzde 60’ı, tam kısıtlamanın olduğu ve şehirler arası seyahatin yasaklandığı dönemde sağlık hizmetlerine sorunsuz ulaştıkları yanıtını verdi. Ankara’dan araştırmaya katılanların hepsi sağlık hizmetlerine ulaştıklarını belirttiler.
Tam kısıtlamanın olduğu zamanlarda bulundukları ilde eğer uzmanlaşmış hekim ya da hastane yok ise seyahat etme imkanları olmadığı için sağlık hizmetlerinden geri kaldıklarını öğrendik. Bu da yaklaşık olarak bizim çalışma grubumuzda yüzde 40’lık bir oranı oluşturuyordu. Genel olarak katılımcıların yarısından fazlası Covid-19 döneminde sağlık hizmetlerine ulaştıklarını ifade ettiler” dedi.
‘ANNELERİN YÜZDE 40’INDA DEPRESYON OLDU’
Doç. Dr. Eminoğlu, araştırmada kalıtsal hastalığı bulunan çocukların ailelerinde pandemi döneminde ‘anne depresyonu’nun da arttığını gözlemlediklerini belirterek şunları söyledi:
“Ailesinde Covid-19 geçiren ya da iş kaybı yaşayan ailelerimiz olunca ‘anne depresyonu‘nu değerlendirdik. Zaten hepimizi negatif etkileyen bir süreçti; ama bizim çalışma grubumuzda da yaklaşık annelerin yüzde 40’ında depresyon olduğunu saptadık. Çocuklarda bu kronik rahatsızlıklar zaten anne ve babalar için oldukça zor; çünkü sürekli desteklenmesi gereken bir çocukla berabersiniz. Sürekli tanı ve takip kısımlarının çok titizlikle yapılması gereken bir hasta grubu. Beraberinde Covid-19’un getirdiği endişe, stres; ‘sağlık hizmetlerine ulaşabilecek miyim, tedavisini alabilecek miyim’ gibi sorular annelerde biraz daha negatif bir etki oluşturdu.”
‘TELE TIP SAĞLIK SİSTEMİNE ENTEGRE EDİLMELİ’
Doç. Dr. Eminoğlu, ayrıca salgında çok büyük mücadeleler verdiklerini de dile getirerek, “Özellikle hem Türk hekimlerinin ve sağlık personellerinin olağanüstü gayretli çabaları hem Sağlık Bakanlığı’nın zamanında aldığı önlemlerle biz bu dönemi ülke olarak başarıyla atlattık ancak hepimiz bazı dersler çıkardık. Bundan sonra oluşabilecek pandemiler veya başka riskli durumlar için tele tıp sisteminin sağlık sistemimize bir an önce entegre edilmesi ve aynı zamanda yine bu destekleyici yöntemlerden evde tedavi seçeneklerinin de sağlık sistemine entegrasyonu önem taşımakta. Bu konuda zaten çalışmalar vardı fakat Covid-19 dönemi bunun önemini daha da öne çıkardı, diyebiliriz” dedi.