Son yirmi gündür çok fazla sigara tüketiyorum. Ergenlik çağına girmiş kızımla yaşadığım tartışma ile başladım ama daha büyük bir sorunum olduğunu fark ettim. Cevabını veremediğim bir soru ile karşı karşıya kaldım. Neden?
Günümüzde hepimizi kahreden haber bültenleri ve daha acısı reyting uğruna bir çocuğun cinayetini yalan yanlış bilgilerle süsleyip sürekli karşımıza çıkarmaları.
Seksenli yıllarda çocuk cinayetleri var mıydı ? yoksa iletişim çağında yaşamamızın bir sonucu mu bu?
Peki ben bu çağda yaşamaktan ne kadar memnunum. Her sabah yedi civarı okula giden çocuklar görüyorum. Bu sabah dolmuşta yanında ebeveyni olmayan küçük bir öğrenci gördüm ve aklım kötü düşüncelerle doldu.
Aklıma pek çok kötü senaryo geldi. Yaklaşık yirmi gündür bir polisiye romanın içinde yaşıyoruz. Bu kez katil Raskolnikov değil biziz.
Masum bir çocuğa sahip çıkamayan bizler.
Bir amca yeğenini kendi elleri ile boğuyorsa o toplum çürümeye yok olmaya mahkumdur. Bunun din yada ahlak eğitimi ile ilgisi olmadığını düşünüyorum. Bir toplumun organize olup bir çocuğun katilini saklaması açıklanacak bir durum değildir.
Bu kötü insanları eğitimle düzelteceğimizi sanmıyorum. Cesedi dereye attıktan sonra gidip namazımı kıldım denen bir insanı hangi ahlaki eğitim yada inanç değiştirebilir? bu haberleri okudukça içimdeki canavarın uyandığını hissediyorum. O masum çocuğun annesi olacak kadını ve amcasının her gün bir parmağını kesmek istediğimi fark ettim ve kötülüğün kötülük doğurduğu sonucuna vardım.
Sekiz yaşında masum bir çocuktan sonra bu kez batıda iki yaşında bir bebek cinsel tacize uğradı. Bu haberden önce Narin isimli masum çocuğun ölümünün güneydoğuda yaşamanın bir sonucu olduğunu düşünüyordum ama fark ettim ki kötülük doğuda olduğu kadar batıda da meydana gelebiliyor.
Son olarak on beş yaşımda yasak ilişki yaşadığı için annesi tarafından zorla siyanür içirilen ve öldürülüp intihar ettiği söylenen kadını hatırladığım. Yaşadığım ilçe olan Nizip’te herkes bunun bir cinayet olduğunu biliyordu ama elli bin kişilik bir ilçede kimse polise gitmeyi gerekli görmedi. Yıllar sonra CİMER faaliyete girince bu cinayeti polise bildirdim ancak benden kanıt istendi. Otuz beş yıl önce gerçekleşen tüm kasabanın bildiği cinayet için kanıt bulmalıymışım!
Bu olay her şeyi göstermelik olan bir ülkede yaşadığımızı bir kere daha bana kanıtladı. Elli yaşındayım ve değişen hiçbir şey yok yine bir cinayet ve susan insan! topluluğu var.
Sahi biz neden yaşıyoruz ki?