Bu haftanın farkındalığı için şu 3 soruya davet ediyorum sizi; 2016 ağustosunda ne vardı ki, temmuzunu yaşadık ?2021 ağustosunda ne var ki, bu haftayı yaşıyoruz ? Sahi sizin yaş gününüz ne zamandı ?
Hiç bir şey tesadüf değildir. Tüm tesadüfler farkındalığa gebedir. Sizi insanoğluna bahşedilmiş en önemli özelliğe, düşünmeye davet ediyorum.
Haftanın olaylarını birer cümleyle özetledim. Sonra da her cümleyi bir anahtar kelimeye indirgedim. Çünkü düşüncenin başlangıcı belirsizliktir.
- Yangın.
- Uçak.
- Konya.
- Eylem.
- İhtilaf.
- Silah.
- Elektrik
- Halk.
- Mücadele.
- Mehmet.
- Ve beklemek…
Ben son kelime hakkında bir şeyler karalayacağım.
Beklemek…
Beklemek öyle alelade bir eylem değildir.
Herkes bekleyemez, hakkını vererek.
Beklemenin de bir usulü vardır. Liyakati vardır.
Coğrafyası vardır bir kere.
İstanbul’da beklemenin coğrafyası Kireçburnu’dur.
Orada bir kere beklemeden “bekliyorum” demeyin.
Gidince de nesli tükenmekte olan “bekleyenlerden”, Bülent ağabeye ve yunuslara bir selam verin.
Bende bekliyorum mesela bugünlerde…
Söze gelince ortalıkta star geçinenleri bekliyorum.
“Hayatım uçakta geçiyor” deyip, haftada bir özel jetiyle Dominik-İstanbul yapanların “imdat” yazmasını değil de bir yangın uçağı kiralamasını bekliyorum.
Bir futbolcuya milyonları akıtan kulüplerin, yıllarca vergi ödemeden cebini dolduran futbolcuların, o yanan bölgelerde çıktıkları sahnelerden paraya para demeyenlerin hiç değilse birleşerek fidandan önce daha etkili çözümlere ortak olmasını bekliyorum.
Bu milletin sırtından köşeyi dönenleri meydanda görmek istiyor, medyaya atananların haber yaparken eski işlerinin etkisinden kurtulmasını bekliyorum.
Aslına bakarsanız üç tarafı suyla çevrili, ismi de kendisi gibi büyük bir İstanbul semtinde, Özdemir Asaf gibi gitme diyemeyip, adını gizlediğim birini de bekliyorum ama onu boş verin şimdi…
Velhasılıkelam
Ne gidene zor ne kalana, asıl bekleyene zor Ebru İba…
Bu yazının meselesi farkındalıktır.
“Farkındalık, kum fırtınasında güneşe bakmak gibidir. Kum gibi cam parçacıkları saçılıyor insanların gözlerine her gün… Okulda, telefonda, televizyonda, gazetede, her yerde… Cam parçacıkları saçıyorlar ki güneşe bakamasınlar, farkına varamasınlar.”
Bu haftanın farkındalığı için insanoğluna bahşedilmiş en önemli özelliğe, şu 3 soruyla davet ediyorum sizi;
2016 ağustosunda ne vardı ki, temmuzunu yaşadık ?
2021 ağustosunda ne var ki, bu haftayı yaşıyoruz ?
Son soru…
Sahi sizin yaş gününüz ne zamandı ?