Şehr-i İzmir! Kuruluşun kurtuluşun direnişin başkenti!
Bir şehir düşünün işgal edildiği gün bir ulusun Kurtuluş Savaşı’nı başlatsın işgal bittiği gün tüm ulusu özgürlüğe bağımsızlığa kavuşsun baştan aşağı bir ulusun kaderini belirlesin. İşte bu benim mavi gözlü zeytin kokulu aşkım Şehr-i İzmir‘e nasip olmuştur bu..
Hani memleketim diye söylemiyorum ama… Bir kere denizi kız, kızı deniz, sokakları hem kız hem deniz kokar bizim buraların… Bebelerimiz daha küçüklükten alışır yüzmeye. Yazın hafta sonu çok mu bunaldın, serinlemek mi istiyorsun? Atla arabana, bin otobüse dolmuşa al sana Seferihisar‘ı, Urla‘sı, Çeşme‘si, Gümüldür‘ü, Foça‘sı hatta hem yenisi hem eskisi, Dikili‘si.
İzmir’in güzellikleri!
Dostlar Türkiye’nin ilk köy tiyatrosu burada Bademler’de.. Kültür sanat ne ararsan var yani diyeceğim ama ülkemizin diğer güzelliklerine haksızlık etmek istemem. Çünkü vatanımız tam anlamıyla bir Cennet..
Sizin yediğinizde simit dediğiniz şey bizim buralarda gevrektir arkadaşım. Boyoz ayrı bir kültürdür yumurtasız yenmez pek o bilginize… Bir de ay çekirdeği mi çiğdem mi tartışmasına hiç girmeyelim çiğdem o sevgili kardeşim… Kafamız bozuldu mu bizim asfalyalar bir atar amman diyeyim maazallah kaç git bir kilometre… Kumru vardır bizde sandviç niyetine amanın bir de güzel olur hiç sorma…
Burası öyle bir şehirdir ki gecesi ayrı gündüzü ayrı güzel. Hele fuar zamanı Allah otur çimlere konser izle. Devlet tiyatrosu desen 2 3 sahne var burada..
Gazi Mustafa Kemal Atatürk bile annesi Zübeyde hanımı bizim topraklara emanet etmiş varsın gerisini siz düşünün.
Spor desen burada sinema desen burada. Taçsız Kral Metin Oktay, Mustafa Denizli, Göztepe’nin bombacısı Halil Kiraz namı diğer Bombacı Halil, Ayhan Işık, Efkan Efekan say say bitmez.
Bakmayın siz ezeli rekabet Galatasaray ve Fenerbahçe arasında derler. Asıl Göztepe ve Karşıyaka rekabetini görmeniz lazım..
Yaşı biraz büyük olanlara sorun koluna çok sıkmamak şartıyla bağlanan ilk balonunu nerede kaybettin diye cevap hep aynıdır “Fuar”
Ve işte 9 Eylül.
15 Mayıs 1919’da başlayan işgale ilk başkaldırı buradan olmuştur.
Gözünü karartan gazeteci Hasan Tahsin gerçek adıyla Osman Nevres düşmanın bağrına ilk kurşunu sıkmıştır “Burada işiniz ne?” dercesine. O kadar gözünü karartmıştır ki Hasan Tahsin beş dakika sonrasını düşünmeden vatan millet sevgisiyle davranmıştır silahına belki de sonunu düşünen kahraman olamaz demiştir içinden.
Tam bir gün sonra 16 Mayıs 1919‘da Mustafa Kemal ve arkadaşları Bandırma vapuruyla Samsun’a yol almış bağımsızlık ateşini yakmışlardır zaten sonrasını biliyorsunuz..
Kubilay‘ımız vardır!
Gericiler tarafından şehit edilmiştir! 1930’da öğretmen olarak İzmir’in Menemen ilçesinde asteğmen rütbesiyle askerlik görevini yaparken. Hatta kafasını sırığa takıp dolaştırmışlardır Menemen‘de sanki marifetmiş gibi..
Nurlar içinde yatsın bir de Fethi Sekin’imiz Musa Can’ımız vardır. Hele Fethi Sekin resmen faciayı önlemiştir şehit olurken o da gözünü karartmıştır.
İşte böyle dostlar… Başarılı oldum mu bilemem ama Şehr-i İzmir’i anlatmaya çalıştım dilim döndüğünce kalemim el verdiğince…
Madem bugün günlerden canım İzmir, sizi Şehr-i İzmir’in dağlarında açan çiçeklerle selamlıyorum..
Doğum günün kuruluşun kurtuluşun kutlu olsun iyi ki bizimsin İzmir‘im iyi ki doğdun mavi gözlü zeytin kokulu aşkım…
Sen İzmir dersin iki hece ben ayağa kalkarım sevda diye aşk diye masal diye…
Tekrar görüşene kadar her zaman dediğim gibi sağlıkla kalın mutlu kalın umutla kalın…