Dedem, herkes öldüğü zaman geride bir şey bırakmalı derdi. Bir çocuk, bir kitap bir resim, bir ev, yapmış olduğu bir duvar ya da bir çift ayakkabı, bir parça mutluluk..
Ellerinin bir şekilde dokunduğu ve ruhunun öldüğü zaman gidebileceği bir şey, öyle ki insanlar senin diktiğin ağaç ya da çiçeğe baktığı zaman seni orada görebilsinler ne yaptığın önemli değil derdi, yeter ki sen ellerini onun üstünden çektiğin zaman, ona dokunduğun zamanki halini değiştiren bir şey yapmış olasın..
Ve zamanla öğrendim arkamda bu dünya için gerekli olan şeyleri bırakmayı… Bir gülümse, biraz sevgi, biraz mutluluk ve bir insana iyi gelebilecek daha bir sürü şey ama bunları arkamda bırakırken güzel anılarda canlandırıyorum elbet içlerimizi ısıtacak bir sürü mutluluk dolu anı yüzde tebessüm bırakacak daha bir çok şey ve biliyorum ki bir gün bu dünyada göç edip gittiğimde bıraktığım bu güzel şeyler arkamda ki bir çok insana hayat olacak…
Çünkü yaşamak biz insanlara bahşedilmiş en hakiki ve gerçek şeydir. Kıymet bilmek insanın kendi isteyeceği şeydir, hayat kurallardan oluşur eğer kuralına göre oynarsanız her zaman kazanan siz olursunuz ama hile yapar ve kolay yoldan kazanmaya çalışırsanız hayatın bedeli size bi hayli ağır gelecektir… Yani demem o ki iyi insan olmak gerek önce kendimiz için sonra arkamızdan gelecek insanlık için birini el olmalı ses olmayız önce kendimiz için sonra arkamızda gelecek nesiller için iyi insan olmak ve merhamet taşımak önemlidir. Dünya’ya güzel şeyler bırakalım ki ruhlarımız huzura kavuşsun…