Bir avuç kutlu direniş.. 7 Ekim’den bu yana İsrail Terör Örgütü ‘nün acımasızca katlettiği insan sayısının 21 bin 110’a ulaştığı, 55 binden fazlada yaralının olduğu açıklandı.
Okudunuz değil mi, rakamı her okuduğumda tarifsiz bir sızı oluyor, tekrarlamakta güçlük çekiyorum. Siyonizmin acımasız yüzü bizlerin yüzene nasıl da çarpılıyor. Büyük güçlerin desteklediği emperyalistler kaç çocuğun yaşama hakkını elinden aldı! Kaç yaşam, umut yok oldu. Yaşamaya tahammül edemeyeceğimiz sahnelere göz yumduk. Evet göz yumduk diyorum çünkü insanlık davası olan Gazze için ne yaptık? Bir avuç insanın şanlı direnişinden bile örnek alamadık.
O istikrarlı dava duruşu, o şartlar altında inanılmaz bir mücadele… Batılılaşmayı kendimize hiç olmayacak mevzularda toplum olarak birbirimize dayatırken, insan olan herkesin davası haline gelmesi gereken bu önemli mevzuda bir batı kadar bile olamadık. Güneş batıdan doğmaya başladı. Müslüman oldukları için tepki vermediler, tamamen insani duygularla döküldüler sokağa.
Ben diyorum ki, biraz olsun empati kuralım. Evlatlarının saçlarını taramaya doyamayan annelere, aç olarak şehit olduğunu haykıran babalara, ‘O benden çikolata istemişti‘ diyen kardeşlere en büyük hakkı olan yaşama haklarının ellerinden alınan bu zalimliğe maruz kalan tüm insanlara. Üzgünüm hem de çok Necip Fazil’in sözleri çınlıyor kulagimda ‘Bilemem, susarak ölmek mi hüner? Lisan çıldırıyor, dil nasıl döner?’.
Yüreğimiz olsun emperyalizm kanlı savaşlarının karşısında durmaya, siyonizme baş eğmemeye. Yüreğimiz olsun Birleşmiş Milletlerin koruyamadığı çocukları korumaya. Yüreğimiz olsun zalimin karşısında dimdik durmaya…
Gazze üzgünüz bizde işgal altindaydik ,yardım edemedik.Tek farkla, bizim dusuncelerimiz, fikirlerimiz en çokta vicdanlarımız.
Söz veriyorum, Gazze ‘deki olaylara asla alışmayacağıma ve canımın her yanışında ilk seferki gibi etkileneceğime ve aynı şekilde tepki vereceğime SÖZ veriyorum.