Merak ediyorsun değil mi, ben kimim mesela? Ya da senin benimle konuşmanı neden istiyorum? Tanıştırayım kendimi sana…
Ben unuttuğun kalbinden akan en sıcak duyguları barındıran derya denizim, şiirim ben artık kimseye armağan etmediğin… Ya da okumadığın kitaplarınım gösteriş olsun diye satın alıp alıp instagram gönderilerin için fotoğraflara konu ettiğin…
Yahu konuş benimle, nereye kadar dostum. Sanal alemin dibindesin, konumunu hatta özel hayatını ve en çok başkaları tarafından sevildiğini gösterip kanıtlama çabaları içine girmeye çalışıyorsun. Peki ama neden ?
Konuş lütfen, sanal bir dünya da sahte bir hayatın faydasını anlat mesela.. Sohbetlerini düşün kültürel etkinlikleri mi baz alıyor yahut şu şunu yapmış bu bunu yapmışları mı? Neden mesela başkalarının hayatını takip edip fotoğraflarını beğenme gibi bir gereksinim duyuyorsun, senin fotoğrafların da beğenilsin diye mi?
Uyan artık dostum. Sen ev, iş ve sanal dünyadan ibaret değilsin ki! Senin bir yüreğin var bir hayatın var. Gelişebilecek meziyetlerin var mesela… Neden kendine yatırım yapmak yerine vaktinin çoğunu telefona yapışmış vaziyette başkalarını seyrederek geçiriyorsun ?
Farkında mısın önceden duygularını net ifade edebiliyorken şuan ezbere alıştığından dolayı kelimelerin şarkı sözlerinden ya da o ünlü şairlerin yazarların sözlerinden ibaret. O halde sen neredesin? Senin kendine ait sözcüklerin nerede? Karşındaki insanla sohbet yerine sürekli gözlerin neden telefonda örneğin?
Her şeyin elbette iyi ve kötü yanları mevcuttur. Ama biz insanlar kendi hayatımıza kötülükleri getirmeye bayılırız. Ezberleşip kalıplaşarak robotlaşıyoruz artık. Gülümsemek için komik videolara ihtiyacımız var. Halbuki öncesinde daha sosyal idik dostum, karşımızdaki insanlara daha çok zaman ayırıp daha seviyeli kaliteli hoş sohbetler yapabiliyorduk.
Sosyal medya senin dünyan değil, evin değil, eşin değil, arkadaşın değil; ZAMANINI ÇALMASINA İZİN VERDİĞİN BİR OBJE …