Sizin de oluyordur mutlaka, zaman zaman içime çekiliyorum ben. Taptaze bir gülümsemeden arta kalan samimiyet ya da göğüs boşluğumdan devrilmiş bir hüzünle baş başa kalıyorum bir köşede.
İfşa edilmemiş bir sırdan dökülen sesler başlıyor gürültü etmeye…
Misafiriz işte şu koca dünyada! Bundandır belki de kalıcı şeyler istiyorum hayatımda… Ben geçiciysem benden olanlar kalıcı olmalı, yoksa nasıl dengeyi kuracağım?
Evet evet! Benden olanlar!
Yarım kalmışlık hissinin olmadığı, aidiyetin hakim olduğu benden olanlar… “Buraya kadarmış” diyen insanlar tanıyorum. Hiçbir şey beklemiyorlar artık. Onlar neyi nasıl yaşadıklarını kendileri biliyor. Bilmedikleri tek şey de o ana kadar kimde nasıl yaşadıkları…
Kalplerine zimmetli her bir yara kabuk bağlamış da düşmüş gibi!
İzi mi?
Kalmış birazcık işte!
Yarayı açanın değeri kadar…
Bundandır belki de kalıcı şeyler istiyorum hayatımda…
Yine böyle tenhaya kendimi attığım bir andayım. Kalbim nemlenmiş artık, istemsizce durup dururken kirpiklerim ıslanıveriyor. Düşünmeden, zorlamadan dizeler dökülüyor kalemimden. Ben şair değilim ama bir şairin mahzunluğunu yaşayabilecek kadar duygularıma sahibim. Her an her şeye zihnimle yetişememenin çaresizliğinde, gözlerime saklanmış bulutlar benim. Önemli olan da bu değil mi? Bana ait! Benden olan her bir duyguyla, dengeyi kurmaya çalışmaktan vazgeçmemek değil mi aidiyet?
Hayatın ayağımıza taktığı çelmelerin pek afili olduğuna inanıp, kendimizi seyrederken dışarda kalabilmek, izleyebilmek… Kâh neşeli, kâh öfkeli, kâh korkulu anlarımıza sarılabilmek…
Sarılmak dedim de! Öylece kolların vazifesiz kaldığı, zihni dip köşe temizlercesine yalayıp yutan bir sarılmak diyorum. En ufak bir pislik bırakmadan tertemiz sarılmak…
Mahzun bir kalp belki de bizi diri tutacak. Bıçak sırtında olmak yolumuzu açacak belki de istikametimize… Kesik içinde kalsa da yüreğimiz, bir yanık türküde aksa da gözyaşımız, ölü ruhların içinde kalsa da bedenimiz o yol açılacak ve biz yürüyeceğiz…
Derken kalemim kıpırdanıyor yine son arzu gibi…
Aşkı darağacı etmek kendine
İlmek boynunda sallanmak
Bir yalana sığınmak kolay da
Gerçeği yaşamak zor olan…
Dilinin ucunda ha çıktı ha çıkacak!
Birazdan asılacak sözcükler
Söylemek kolay da
Duyurmak , anlaşılmak zor olan
Bir bakış yıkar o tabureyi
Bir sessizlik bırakır soluksuz
Ölmek kolay da
Son arzuyu söylemek zor olan
Sevgiyle kalın efendim…