Bekle dedim gölgeme… İşimi bitirmiş minibüsle eve dönüyordum. Eve varınca ilk işim duş alıp bahçemde ceviz ağacının altında Karşıyaka’da bir kitabevinin üst katında almış olduğum; “Halil İnalcık’ın “Devlet – i Aliyye” kitabını bir an önce okumaktı.
Trafik Ata durağında kilitlenmişti. Genç, iri yarı şoför taktığı maskenin ardından sürekli yanındaki notere sıra sıra dizilmiş otomobillerden şikâyetçiydi.
“Trafik memuru nerde arkadaş? Neden çektirmez bunları?”
Yanındaki müşteri görünümlü yağcı, sürekli onu destekleyip pofpofluyordu.
“Anasını satayım sekiz dakkam uçtu gitti ( yani değnekçiden geç kaldığı için Ceza – ı Aliyye yiyecek Türkçesi )
“Evet haklısın, olur mu öyle şey!” gibilerden müşteri görünümlü yağcının desteğiyle şoför küfrettikçe küfrediyordu.”
Dayanamadım.
“Yetkililer tek kişilik araçlara trafiğe çıkmayı engellenmeli”
Tıss! Yok.
Şöför aynı lafları sıralıyor.
“Arkadaş bir tane bile trafik memuru yok mudur memlekette? Kesinlikle bir yerde kurulmuş çay içiyordur.”
Belli kendi de ara sıra tek kişi trafiğe çıkıyor.
“Neredeyse her ailede iki otomobil var,” dedimse de şoför kendini beğenmiş, dediğim dedik ukala biriydi. Şimdi böyle ileri zekalıya; “insanlar çoğaldıkça otomobiller de çoğalır, trafik de sıkışır. Ardından karbon monoksit, metal gazlardan, kurşun dioksitten kalp krizleri, astım, bronşit gibi hastalıkların oluştuğunu anlat dur. Onun tek derdi; sadece ve sadece araçların yol kenarından çektirilmesi ve işine hızlıca devam etmesi ve değnekçiden ceza yememesiydi.
Maalesef dizilerdeki gibi spor kıyafet giyip tarz sakal bırakmakla bu iş olmuyordu. Okumak, spor, siyasetle ve sanatla ilgilenmek gerekiyordu bu memlekette işlerin yolunda gitmesi için.
Örneğin az önce dördüncü kattan sevgilisi tarafından ittiği sanılan sakallı ve spor giyimli maganda TV ekranlarında ahkam kesiyordu.
Anlamadığım; sen eğitimci kadınsın. Her ağzı laf yapan, cebi para olup, altında arabası olan maganda biriyle ne işin olur?
İnanın çoğu öldürülen güzel kızların, kadınların hemen hemen hepsi tipi kayık, sakallı, spor giyimli, takım elbise altına spor ayakkabı giyen ve siyasetle, sanatla ilgilenmeyen, eline kitap almayan ama paralı olanları nasıl buluyorlar anlamış değilim?