İngiltere Başbakanı Boris Johnson, “Rusya’nın askeri faaliyetleri Avrupa’nın karşılaştığı en büyük güvenlik krizi” dedi.
NATO Genel Sekreteri Jens Stoltenberg ve İngiltere Başbakanı Boris Johnson, Belçika’nın başkenti Brüksel’deki NATO Karargahı’nda ortak basın toplantısı düzenledi. İki lider de Rusya’nın askeri faaliyetlerinin Avrupa’nın karşılaştığı en büyük güvenlik krizi olduğunu belirtti.
Ortak basın toplantısında ilk konuşan NATO Genel Sekreteri Stoltenberg, Rusya’nın tıbbi birimleri de dahil savaşa hazır birliklerini Ukrayna sınırında konuşlandırdığını ifade etti. Rusya’nın Belarus’ta askeri birlik konuşlandırmasını da yakından takip ettiklerini belirten Stoltenberg, “Rusya’nın Soğuk Savaş’ın sona ermesinden bu yana en büyük olan Belarus’taki askeri faaliyetlerini yakından izliyoruz. Bu, Avrupa güvenliği için tehlikeli bir an. Rus kuvvetlerinin sayısı artıyor, olası bir saldırı için uyarı süresi azalıyor. NATO Rusya için bir tehdit değil. Ancak siyasi bir çözüm bulmaya güçlü bir şekilde bağlı kalarak en kötüsüne hazırlıklı olmalıyız” dedi.
İngiltere Başbakanı Johnson ise diplomasiden yana olduklarını ancak NATO’nun prensiplerinden ödün vermeyeceklerini belirterek, “NATO, herhangi bir ülkenin kendi seçtiği güvenlik ittifaklarını sürdürmekte özgür olması gerektiğine inanıyor. Direnmeliyiz, ulusların kaderlerinin bir avuç büyük güç tarafından belirlendiği günlere geri dönülmesine karşı çıkmalıyız. Bunun sadece Rusya ile ilgili olmadığını vurgulamak istiyorum.
Bu, belki de diğer tüm kurumlardan daha fazla dünyaya istikrar ve barış getiren bir ittifakın (NATO) kurucu ilkelerini korumakla ilgilidir. Diplomatik çabalarımızın temeli bu olmalı. İngiltere’nin Avrupa güvenliğine olan bağlılığı koşulsuzdur. Ve bugün Genel Sekreter ile toplu güvenliğimizi daha da güçlendirmek için bir destek paketi üzerinde anlaştım. NATO’yu kuzeyden güneye savunmak için birlikler, uçaklar, gemiler gönderiyoruz” ifadelerini kullandı.
“ÇATIŞMA ÇIKARSA UKRAYNA TOPRAKLARINDA CİDDİ KAN DÖKÜLÜR”
Konuşmasının ardından basın mensuplarının sorularını yanıtlayan Johnson, Rusya’nın krize yönelik net bir karar verdiğini düşünmediğini ifade ederek, “Moskova’da bir karar verildiğini sanmıyorum. Ancak bu, çok yakında kesinlikle korkunç bir şeyin gerçekleşmesinin imkansız olduğu anlamına gelmiyor. Bu, muhtemelen Avrupa’nın onlarca yıldır karşı karşıya olduğu en büyük güvenlik krizi ve en tehlikeli an. Bir çatışma çıkarsa bunun mutlak bir felaket olacağını vurgulamak istiyorum.
Ukrayna topraklarında ciddi kan dökülecek. Rusya’daki insanların da bunu düşündüğünü biliyorum. Kremlin’de ve Rusya genelinde insanların, olası bir çatışmanın, Rusya’ya feci, anlamsız, trajik ve son derece ekonomik olarak maliyetli olacağını düşündüklerini biliyorum. Olası bir savaşta Rus askerlerinin kanını akıtmanın gerçekten mantıklı olup olmadığını merak ediyorlar” dedi.
“NATO BİR SAVUNMA İTTİFAKIDIR, SALDIRI DEĞİL”
Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin’in, “Rusya, NATO tarafından tehdit edilemez” sözlerini hatırlatan Johnson, NATO’nun tehditkar ya da agresif bir ittifak olmadığını belirterek, “Başkan Putin, Rusya’nın NATO’nun yaptığı hiçbir şey tarafından tehdit edilemeyeceğini söylüyor. NATO’nun tehditkar, göz korkutucu veya saldırgan bir ittifak olmadığını vurgulamak istiyorum. NATO’nun yaptığı bu değil. NATO, kıtamızda barışı çok uzun süre korudu ve savunma ittifakı olarak çok şey başardı. NATO’nun yaptığı da bu. Ukrayna sınırına 100 bin asker koyarak Avrupa topraklarında barışın bölünmezliğini savunamazsınız” dedi.
“AMACIMIZ BARIŞI KORUMAK VE ÇATIŞMAYI ÖNLEMEK”
NATO Genel Sekreteri Stoltenberg de NATO’nun bir savunma ittifakı olduğunu vurgulayarak, “NATO savunma amaçlı bir ittifaktır ve amacımız çatışmayı önlemek ve barışı korumaktır. Bunu birlikte durarak yapıyoruz. Avrupa güvenliği için bu çok kritik zamanda şu anda yaptığımız tam olarak bu. Aynı anda birçok şey yapıyoruz. Her şeyden önce, daha fazla gemi ve daha fazla uçakla ittifakın doğu kısmındaki varlığımızı zaten artırdık. İkincisi, gerektiğinde hızla takviye yapabilmek için kuvvetlerimizin hazır olma durumunu artırdık” dedi.
Başbakan Johnson’un ‘Partygate’ skandalıyla ilgili polis 50 kişiyi sorgulayacak
İngiltere Başbakanı Boris Johnson’un başbakanlık konutu Downing Street 10 numarada Kovid-19 kısıtlamalarını ihlal ederek partiye katılmasının basına yansımasıyla İngiliz polisi konuyla ilgili soruşturma açtığını duyurmuştu. ‘Partygate’ ismiyle anılan ihlalleri soruşturduğunu belirten İngiliz polisi, dün 50 kişiyi sorgulayacaklarını açıkladı.
İngiltere polisi (MET), dün yaptığı açıklamada “Downing Street ve Whitehall’da Kovid-19 düzenlemelerinin ihlal edildiği iddialarını araştıran dedektifler, bu hafta sonuna kadar söz konusu olaylara katıldığına inanılan kişilerin görüşlerini almak için iletişime geçmeye başlayacak” denildi. Polis, Kovid kısıtlamalarının ihlal edildiği 8 farklı olayı soruşturduğunu belirterek dedektiflerin 500’den fazla belge ile 300’den fazla görseli incelediğini ifade etti.
HILLMAN OPERASYONU
Polisin ‘Hillman Operasyonu’ ismini verdiği soruşturmada, Kovid düzenlemelerinin makul bir mazeret olmaksızın ihlal edilmesi tespit edilirse sabit bir ceza bildirimi yapılacağı ayrıca ifade edildi.
PARTYGATE
Skandal, Başbakan Boris Johnson’un Downing Street 10 numarada Kovid-19 kısıtlamalarını ihlal ederek partiye katıldığını gösteren bir fotoğrafın Daily Mail gazetesi tarafından yayınlanmasından sonra basına yansıdı.
Partygate ismi, ABD’de eski Başkan Nixon’un istifasıyla sonuçlanan Watergate skandalından esinlenerek İngiliz basını tarafından konuldu. Amerika Birleşik Devletleri’nde 1972-1974 yılları arasında Başkan Richard Nixon yönetimi muhalefet partiyi gizlice dinletmesi ve devam eden olaylar zincirinin basına yansımasıyla patlak verdi ve Nixon başkanlıktan istifa etti. O günden itibaren politika alanında patlak veren skandalların isminin sonuna ‘gate’ kelimesi konulmaya başlandı.