Asgari hayat, 2022… Bir yılı daha geride bırakmaya hazırlanıyoruz. İçerisinde nice sıkıntılı ve zorlu periyodlarla dolu 2021, her birimize hayatın ne denli kısa olduğunu bir kez daha hatırlattı.
Yaşanılan geçim sıkıntısı başlıca bir neden olsa da, pandemi koşullarında her birimiz adeta hayatta kalma mücadelesi verdik.
Ardı ardına açıklanan sözde iyileştirme paketleri, anlık tampon vazifesi gördü. Evlerde kalmanın hem psikolojik etkilerini hem de sosyal hayata verdiğimiz uzun arayı göz önünde bulunduracak olursak yıpranmışlığın içerisinde kaldık. Üstünde eklenen zamlarla beraber zaten dolmayan ceplerimizin delikleri büyüdükçe bizler ufalmaya başladık. 2,825 TL ile ev geçindirmenin eşiğinden dahi geçemeyen bizler, ne gerçek anlamda kullandığımız elektrik, su ve doğalgaz faturalarını ödeyebildik, ne de kiralar zamanında yattı.
“Sağlıklı beslenin!” diyen doktorların sözüne azıcık uyalım desek, mutfak masrafının altından kalkamaz olduk. Eğitim-öğretim hayatının karmakarışık oluşuna değinmiyorum bile.
Bu ülke 10 yaşındaki çocukların ekonomi konuşmasına da şahit oldu, bir teneke yağ alabilmek için evdeki kombisini satışa çıkarana da. Otomatik pilota bağlanan hayatlarımız sosyal medya ile daha da içinden çıkılmaz bir hal aldı. Git gide genişleyen bedenlere, agresif ruh hallerine, tahammül seviyelerinin en azami durumuna canı gönülden bağlandık. Rahat nefes almanın sadece pencereden dışarı bakmakla gerçekleştiği 2021, bir kaç gün içerisinde bize son golünü de attı.
Cumhurbaşkanı’nın ülkemizde takriben 5 milyon asgari ücretliyi ilgilendiren zam açıklaması birçok kişiyi sevindirse de, naçizane bu denli iyimser olamadığımı belirtmeliyim.
4.250 TL net yapılan asgari ücretin, beraberinde getireceği “yeni” zamlarla eriyip gideceğine olan inancım tam. Henüz daha adım atamadığımız 2022 Ocak ayı itibari ile elektriğe yapılacak ve hiç de azımsanamayacak türden olan %40’lık zam oranı, buna delil niteliğinde gibi duruyor.
2020 yılına nazaran zaten artmış olan gıda, tekstil, yakıt, enerji, teknoloji, eğitim vb. masrafların altından kalkamazken, 2022 yılında iyice enkaz altında kalacağımızı düşünüyorum.
Bunun bir de işverene olacak etkisi var. Geçen yıla oranla daha yüksek ücrete mâl olan bir personel maliyeti; ne yazık ki yabancı işçi çalıştırmaya, bir tık üstü zaten dar olan kemer sıkma politikasına ve en sonunda da kepenk kapatmaya dek gidebilir.
Esnaflara yönelik destek paketlerinin bir an önce yapılması temennim. Zaten tarladaki üreticinin yaşadığı sorunlara 3 maymun oynamaya devam ediyoruz, domates üreticisinin kasa kasa domatesleri yollara dökmesine hiç dönüp bakmazken, Cumhurbaşkanı’nın eşini pazara gönderemedi diye kendini asan insanların yaşadıkları zorluklara kulak kabartmasını isterim.
“Okuyun.” dediğimiz gençlerin yurt ücretlerine yapılan %200 zam, alamadıkları kitapların minimum 100 TL olması akıl tutulmasından başka bir şey değil.
Ekstra bir pencere açmak gerekirse, sosyal medyada yayınlanan sokak röportajlarına sanırım her birimiz denk gelmiş olmalıyız. “Cebinde ki telefonu çıkart!” diyen 50 yaş üstü abilerimizi, amcalarımızı günümüz dünyasında yaşamaya davet ediyorum.
Ekonomiyi kahvehaneler de okey oynarken çözemeyeceklerini birilerimizin anlatması gerek. Gençlerin telefon maliyeti ile dünyanın dönmediğini, dolar-euro kurunun buna endeksli olmadığını ve Merkez Bankasının faiz açıklamasında gençlerin kullandığı telefon maliyetine değinmediğini bilmemiz artık şart. Gelişmiyoruz.
Ezberden bildiğimiz bir kaç kelime ile körü körüne bağlandığımız partileşme durumu, ne artan geçim sıkıntısının ne de insanların intiharlarının önüne geçmiyor. Evine peynir alamayan babaların, teneke çatı altında yaşayan insanların halini görüp “Allah yardımcısı olsun” demek yerine, el birliği ile bizler yardımcı olmalıyız.
Günümüz Türkiye’sinin kalkınması refah seviyelere ulaşması ve her birimizin insanca yaşayabilmesi için 4.250 TL asgari ücrete sevinip şükür namazı kılmak yerine, var olan ve gelmekte olan zamlara dur denilmesi şart.
Dilerim 2022 bahsini ettiğim ne varsa beni haksız çıkartır. Asgari ücret ile tencerelerin dibi tutmadan kaynarsa, bir nebze de olsa yaşıyoruz hissine kapılırız.