En azından emeğin karşılığı kadarı umut edilebilir ve beklenebilir; fazlası ilaha bırakılır. O yüzdendir ki her zaman beklesek de; arkası yarın umutlara erteleriz gerçek hayallerimizi.
Yaşamak bir umuttur aslında. Her gün bir hediyedir bize sunulan. Umut ederiz her zaman daha iyi günler görebilmek için. Umutsuzluğu kimse yakıştırmaz birbirine ki kimsenin kendinde de sevmemesi gerekli.
Yaşam bir savaşsa ve bizim bu savaşı kazanmamız gerekiyorsa bir şeyler beklemek ve inanmak gerekli arkası yarın umutlara.
İnsanlar bir şeylere inanmadan yaşayamaz; kendine de olsa inanmak zorundadır. Diğer türlü boşluktan boşluğa vaktini doldurur. Bu dünya umut dünyası zaten; bazen yolumu kaybedecek gibi olsak da umudumuz bize devam etmemizi söyler. Çabasız umut ise kendimizi kandırmaktan başka işe yaramaz. Önce istek ve arzular için elden gelen çabanın gösterilmesi ve gereken emeğin verilmesi gerekli. Yoksa ki sadece umut edip beklemek hata olacaktır.
İnsanlar bazen sadece ilahi bir güce bırakmak isteyebiliyorlar; inançları gereği. İsteklerinin olması için yeterli emeği vermemiş insanların belki de mucize arayışıdır bu.
Öncelikle umut ettiğiniz şeyin yolunda biraz ter dökmek gerekir; ondan sonra inanç gereği kendimizi teslim edebiliriz.
Kime sorulsa tabi ki daha iyi şartlarda yaşamak isterler, daha güzel bir dünyada yaşamak istenir, sorunsuz yaşamak istenir. Peki ya biz şartlarımızın iyileşmesi için ya da dünyayı güzelleştirmek için ne yapıyoruz hiç düşündük mü? İnsanlar umut konusunda da bencil diyebiliriz belki. Hep benim istediğim olsun ve az bir performansla olsun isterler ama hak etmiş sayılır mıyız istediğimiz olsa bile. İnsan bir yerde çok kolay, zahmetsiz oldu diye vicdan azabı da duyabilir.
Başkasının hakkını gasp ederken de durum böyledir. Başkasının hayaline zahmetsiz ve çabalamadan ulaşan olduysa ve özellikle de gerekli şartları da taşımıyorsa; başka birinin hayali çalınmış olur. O hayale ulaşmaya çalışan gerekli şartları sağlıyor ve gerekli zahmeti çekmiş birinin geleceğini çalmak kadar da kötüsü olamaz.
Umut edilsin ama onun da belli bir çizgisi olması gerekir; dünyada olmayacak şey yoktur desek de. En azından emeğin karşılığı kadarı umut edilebilir ve beklenebilir; fazlası ilaha bırakılır.
O yüzdendir ki her zaman beklesek de; arkası yarın umutlara erteleriz gerçek hayallerimizi.