Ankara’da antika dükkanında gerçekleştirilen mezatta 100’e yakın eski ürün açık artırma ile satılırken, Moğollardan kaldığı iddia edilen geyik çanı dikkat çekti.
Dükkanın sahibi koleksiyoner Ergin Dağdemir, İstanbul’da bir depoda bulduğu geyik çanının 15 yıldır dükkanda sergilediğini ve satmayı düşünmediğini söyledi.
Mamak ilçesinde faaliyet gösteren ve her hafta hayır mezatları yapılan antika dükkanında bu haftaki mezat, SMA Tip-1 hastası çocuklar yararına gerçekleştirildi. Mezatta saat, sürahi, bakır ibrik, Osmanlı’dan kalan kılıçların da aralarında bulunduğu 100’e yakın eski ürün açık artırma ile satıldı. Mezatta 10 bin lira ile en yüksek fiyata satılan antika eşya kurmalı masa saati oldu. Yaklaşık 2 saat süren mezatta yaklaşık 30 bin lira gelir elde edildi.
Mezatı düzenleyen antikacı Zübeyde Meral, saati 10 bin liraya Kırıkkale Antikacılar Derneği Başkanı İsmail Oral’ın aldığını söyleyerek, “Kendisi, SMA’lı çocuklarımıza destek olsun diye hem mezatı sundu, hem de en değerli eşyayı aldı. 10 yıldır benzer kampanyalar yürütüyoruz. En çok da Osmanlı ürünleri rağbet görüyor. Özellikle el yazmaları, minyatürler, el yazması Kur’an-ı Kerimler daha revaçta. Aslında bu yola köy okullarına yaptığımız kitap yardımlarıyla çıktık. Arkasından tekerlekli sandalye bağışlarımız geldi. Sokak hayvanları için de bu tür kampanyalar yürütüyoruz” dedi.
’15 YILDIR BENDE, SATMAYI DÜŞÜNMÜYORUM’
Mezatta en büyük ilgiyi dükkanda sergilenen geyik çanı gördü. Koleksiyoner Ergin Dağdemir, Moğollar döneminden kaldığı iddia edilen geyik çanını 15 yıl önce İstanbul’da bir depoda bulduğunu söyledi. Dağdemir, “Geyik çanını İstanbul’da bir binanın deposunda toplanan eski eşyaların içinde buldum. Çan yaklaşık 15 yıldır bende ve satmayı düşünmüyorum. Bu çanları eskiden evcilleştirmiş geyiklerin boynuna takarlarmış. Değer biçebilir misiniz derseniz, aslında antikanın belirli bir ücreti yok. Antikaya ‘2-3 lira’ diye değer biçemezsiniz. Bazen minik öğrenciler gelip buradaki ürünleri bana sorduklarında, o ürünün tarihine kadar usanmadan, yılmadan anlatmak, onların da bana teşekkür edip gitmeleri benim için yetiyor ve bana mutluluk veriyor” dedi.
Antika merakının küçük yaşlarda başladığını anlatan Dağdemir, “Emekli olduktan sonra antika ticareti yapmaya ve yaşadığım mahalleye bir iş yeri açmaya karar verdim. Zaten çocukluğumdan bu yana tasarladığım bir iş olduğu için cumartesi günleri canlı müzayede yaptığımız bu dükkanı açtım. Zübeyde Hanım’ın projesine candan destek verdim. Hiçbir şekilde kira, komisyon almadan bu mezatı düzenleyelim, SMA’lı yavrularımızın derdine bir merhem olalım, bir can kurtarsak ne mutlu bize dedim” ifadelerini kullandı.