Sevgi, saygı ve anlayışla temelini attığımız beraberliğimizi sonsuza dek sürdürmeye karar verdik. Evlilik nedir peki? Sevgi, saygı ve anlayış? Yoksa anlayış kılığında ihmalkârlık mıdır?
Herkes ailesine sadık olduğunu sanır. Aile bireyi aile büyüğü olarak hep yanınızdadır. Siz ailesinizdir. Belki çekirdek, belki geniş, belki de bölünmüş yada parçalanmış bir ailesinizdir..
Kadın veya erkek sonsuzluğa giden aşkta ihmalkar ve ilgisiz davranır. Eve gelmek istemeyen eşler çocuklarına ve eşine duyarsızdır. Arkadaşlarının hatırı daha büyüktür onda. Temas kurmak istemez, saygı, sevgi ve anlayış bitmiştir.
Yapılan davranışlar kötü sergilenir, başa kalkılır ve tartışma kavgaya bile dönmez artık. İlişki değersizleşir. Netleşmez.
Geniş bir aile, çekirdeğe ordan da bölünmüş aileye ulaşır.
O zaman başlar anlayış kılığındaki ihmalkârlık. Birinin gözü görmez diğerinin de kulağı duymaz. Acılara karşı duyarsız ve merhamet duygusu yitik eşlersinizdir. Evlilik çocuklar için katlanılacak bir yatılı okul haline dönmüştür artık. Sadece eve ekmek getiren bir baba veya çocuklara bakıcılık eden bir anne olmuşsunuzdur. Biz bir aileyiz diyen aile büyükleri sessiz sedasız tahtında oturur akrabalar herkes için hayırlısı olsun der. Nede olsa bitmiş bir evlilik yaşanmışlıklara bakmaz.
Kimliğimiz; Kurallar, kanunlar, ruhsal sorunlar, maddiyat, terkedilmiştik, sevgisizlik ve saygısızlık ihmalkârlıkta çabası…
Böyle ilişkilerde tavsiyeler psikolog ve psikiyatrilere mahsustur elbet. Benimse tavsiyem; Sevmeyi öğrenin katlanmayı değil. Yıkılmamak için kontrol etmeyi bırakın. Dayanmaya çalışmak yada devam etmek hiç bir problemi çözmezken mutsuzluğunuzu daha da artırır.
Kısacası ortamdan uzaklaşın gerekirse terk edin ve kendiniz hariç kimseye asla ikinci şans vermeyin. Kadın yada erkek olmanız önemli değil ışığınıza gölge düşüren her şeyden uzak durun. Sonsuzluğa giden aşk sevgiden geçer. Sevginiz bittiyse iyi kötü güzel bir yıl bitmiş demektir.