İYİ Parti Genel Başkanı Meral Akşener, “Ülkede taş üstüne taş koyan herkesten Allah razı olsun. İYİ Parti olarak sıklıkla bir şeyin altını çiziyoruz; biz projeye değil, ranta karşıyız” dedi.
İYİ Parti Genel Başkanı Akşener, TBMM’de partisinin grup toplantısında konuştu. Akşener, geçen cuma günü Çanakkale Zaferi’nin 107’nci yıl dönümünün kutlandığını hatırlatarak, cuma hutbesinde Atatürk’ün anılmadığını söyledi. Akşener, “Çanakkale harbi dendiğinde akla ilk gelen isim Gazi Mustafa Kemal Atatürk’tür. Ancak her ne hikmetse; milli günlerimize denk gelen cuma namazlarının hutbelerinde Diyanet yönetiminin aklına Atatürk gelmiyor. Elmalılı Hamdi Yazır’a yüce dinimizin mukaddes kitabı Kur’an-ı Kerim’in tefsirini yaptıran, sadece 1923 yılında 126 caminin bakımını yaptıran, Gazi Mustafa Kemal’in adı bizzat kendisinin kurduğu Diyanet İşleri Başkanlığı’nın aklına gelmiyor. Hatta, hutbelerde onun adını anmamak için adeta özel bir çaba harcanıyor. Vefasızlığa bakar mısınız?” diye konuştu.
‘BİZİM KARŞI OLDUĞUMUZ ŞEY SOYGUNDUR’
Aynı gün 1915 Çanakkale Köprüsü’nün de açıldığını anımsatan Akşener, “Ülkede taş üstüne taş koyan herkesten Allah razı olsun. Biz meseleye öncelikle böyle bakarız; ancak bu taşın nasıl konulduğuyla da elbette ilgileniriz. İYİ Parti olarak sıklıkla bir şeyin altını çiziyoruz; biz projeye değil, ranta karşıyız. Çünkü o rant devletin hazinesinden çıkıyor. Milletimizin helal parası, haramzadelerin cebine indiriliyor. Bay kriz, proje görünümlü tezgahlar üzerinden milyonlarca doları, rantın 5 atlısına bir çırpıda ödüyor. Pandemide vatandaşına iki yılda layık gördüğü nakit desteğin katbekat fazlasını o rant çetesinin tek bir üyesinin cebine aynı gün koyuveriyor. İşte bizim karşı olduğumuz şey bu soygundur” ifadelerini kullandı.
‘ÜLKEMİZDE BİR DEVLET KRİZİ OLDUĞUNUN İTİRAFI’
Akşener, Hazine ve Maliye Bakanı Nureddin Nebati’nin yabancı yatırımcılara, ‘Bir problem mi yaşadınız? Rahat olun, bürokrasiyi alaşağı ederiz. Arkamızda Cumhurbaşkanımız var’ diye açıklama yaptığını ifade ederek, “Türkiye Cumhuriyeti tarihi böyle bir rezalet görmedi. Bu açıklama; ülkemizde bir devlet krizi olduğunun itirafıdır. Aslında Nebati bakan diyor ki; ‘Biz, kanun, yasa, yönetmelik tanımıyoruz. Sizler de, Türkiye’ye yatırım yaptığınız takdirde; Türkiye Cumhuriyeti’nin kanunlarıyla veya kurumlarıyla bir sorun yaşarsanız bize gelin. Biz sizin adınıza, bütün yasal şartları ortadan kaldıralım. Yani Türkiye’de kurumsal bir devletle muhatap olmayın, gelin doğrudan kişilerle muhatap olun’ diyor. Neresinden bakarsanız bakın, içinde yaşadığımız bu ucube sistemin, ucubeliğinin, bundan daha net bir ifadesi ve tarifi olamaz” diye konuştu.
‘ASIL MESELE DİNDAR OLMAK DEĞİLMİŞ’
Akşener, Adana’da Furkan Vakfı üyelerinin eylemine polisin müdahalesiyle ilgili de, “Biliyorsunuz Sayın Erdoğan, başörtülü bacıları konusunda çok hassastır. Her fırsatta başörtülü kadınlarımızın hakkından hukukundan bahseder. Biz sanıyorduk ki; Sayın Erdoğan için bu ülkenin tüm dindar kadınları birer kız kardeştir. Meğerse işin aslı öyle değilmiş. Başörtülü olmak, dindar olmak, Müslüman olmak, Sayın Erdoğan’ın bacısı olmak için yeterli bir kriter değilmiş. İşte biz Adana’da tüm çarpıcılığıyla aslında bu gerçeği gördük. Adana’da yaşananlar, bize gösterdi ki; Sayın Erdoğan’ın bacısı olmak için başörtülü olmaktan önce, kendisine tabi olmak gerekliymiş. Yani asıl mesele, dindar olmak değil yandaş olmakmış. Başörtülü kadınlarımızın hukuku AK Parti’ye oy verdikleri sürece kutsalmış, yani oyunu basarsan baş tacısın itiraz edersen copu yersinmiş” ifadelerini kullandı.