Aile ve evlilik… Aile kelime olarak birçok anlam ifade eder. En değerli en özel anlamları barındıran kutsal bir birliktir.. Kelimelerin, cümlelerin arasına sıkıştırmadan kendimce ‘aile’yi yazacağım.
Bendeki tanımıyla “aile“ sevgi, saygı, sadakat, sabır, özveri, huzur gibi birçok değerli hissi içinde bulunduran kutsal bir bağdır. İki bireyin saygı ve sevgi çerçevesinde yürütmeye çalışırken minik kalplerin de eşlik edebileceği bir serüvendir. Eşlik etmediğinde iki yoldaş olarak hayatı paylaşmaktır.
Bu süreci yönetmek elbette kolay değil lakin zor da değil! İslam, “Evlenmek isteyen kişilerin ehliyet sahibi olmaları gerekir” der. Ne güzel söylüyor değil mi İslam…
Bizler ve bazen büyüklerimiz bu süreci çok yorucu hale getirebiliyor.. İki farklı insanın birbirlerine alışma süreci engebeli iken, örf adet kalıpları altında eziyor. İki farklı hayatın buluştuğu çekirdek aileye farkında olmadan zarar veriyoruz..
Ne diyordu İslam, “Ehliyet sahibi olan bireyler.. Madem çocuklarınızın kendi kararlarını veremeyecek, girdiği bu kutsal aile biriminin yükünü kaldıramayacağını düşünüyor ve bu kadar müdahaleci davranmayı kendinizde hak görüyorsanız neden evlatlarınızı bu kutsal birliği kurması gerektiğini her seferinde tekerrür ediyorsunuz.”
Gözümüzde büyütemediğimiz, bir birey olarak kendi kararlarını verebilecek olgunlukta göremediğimiz çocuklarımızı evlensin barklansın bir de çocuklansın diye her iki kelamdan birinde baskı yaptığımız gerçeğini unutuyoruz. Toplum olarak örf adetlerin arasında sıkışarak can çekişen evliliklerimize kendimizin ki yetmiyormuş gibi bir de evlatlarımızın evliliklerini ortak ediyoruz.
Örflerine önem verem biri olarak, örflerimize kültürümüze karşı olan biri gibi anlaşılmasın kelamlarım. Benim dediğim ÖRF Ve ADETLERİMİZ adı altında egolarını tatmin etmek ve otoritelerini her koşulda kabullendirme çabasında olan anne babalara benim sözüm.
İki farklı karaktere, kişiliğe sahip olan, farklı ailelerde, farklı kültür, örf ve adetlerle yoğrulmuş gençlerimizi aile kurumunu yürütmeye çalışırken egolarımızı, büyüklük kibirimizi, otorite kurma çabalarımızı bırakalım.
Yürümeye çalıştıkları bu yolda onlar talep ettiğinde, yürürken düştüklerinde, çıkmaza girdiklerinde tutalım ellerinden… Her koşulda yanlarında olalım.
Öncelikle kabul edelim. Evlatlarımızın bir birey olduğunu, kurdukları bu kutsal birime saygı duyalım. Annelik ve babalık kimliğimizi kullanarak sınırlarını ihlal etmeyelim. Bırakalım, doğrularını yanlışlarını birlikte öğrensinler. Öğrendikçe güçlensinler , güçlendikçe büyüsünler…
Bizler de genişleyen ve büyüyen ailelerini gurur ve sevinçle izleyelim.