Ah be kadın… Ne çok konuşmak istedin de sustun. Aman o üzülmesin ama şu duymasın aman bu da geçer diye.
Hem de geçmeyeceğini bile bile yüzde bir ihtimal ile yaşadın.
Ah be kadın !
Ne çok fedakarlık ettin. Yemedin yedirdin giymedin giydirdin. Cebinde ki son kuruşu bile kendin için kullanmadın. Ayırdın bir kenara ya ihtiyacı olursa diye. Yine kendini düşünmedin.
Ah be kadın !
Yokken var dedin, varken kenara koydun. Ya çocuğum isterse diye. Parasız kalmasın, kimseye muhtaç olmasın diye.
Ah be kadın !
Dışarda mutlu evde kimbilir ne çektin. Ama demedin ki bir gün yeter. Bu da benim sınavım dedin geçtin.
Ah be kadın !
En çok sevdiğin canını acıttı. En çok sevdiğinden darbe yedin. İçin ağlarken kan kusup kızılcık şerbeti içtin.
Ah be kadın !
Dışarıdan bakınca güneşli , içeriden bakınca parçalı bulutlu, gök gürültülü idin. İnsan yağmur yağarken şimşek çakarken nasıl güneşli görünebilir ? Sen göründün.
Ah be kadın !
Sandın ki hep iyiler var. Bazen en kötüler yanında oldu bilemedin. Çünkü kötülüğün tek zerresi yoktu içinde.
Ah be kadın !
Ne para ne pul. Bir tutam sevgi bekledin. Sevilmek istedin, sevsin o da istedin. Ne seni sevdi ne diğerlerini.
Sevmeyi bilmeyen birine sevgiyi öğretmek için didindin uğraştın. Bir umut ya öğrenirse diye. Ama sonra anladın ki bu dilsize konuşmayı öğretmek gibiydi. İmkansızdı yani.
Ama sen pes etmedin. İmkansız için bile uğraştın.
Ah be kadın !
Mücadeleci, fedakar, yorgun kadın…
Bir tek mutluluk istedin. Onu bile çok gördüler.
Dilerim gözlerinde kalbinde hep güler kadın.