İran, İsrail’e insansız hava araçları ve füzeler ile dün gece saldırı başlattı. İsrail’de savaş kabinesi acil toplanırken ülkelerden peş peşe açıklamalar yapıldı. Peki İsrail’in karşı hamlesi ne olur? İsrail ve İran arasında savaş çıkar mı?
İran, 14 Nisan Cumartesi günü İsrail’e en az 300 İHA ve füze ateşleyerek büyük bir hava saldırısı başlattı. Bu, iki ülke arasında onlarca yıldır süren ‘gölge savaşın’ ardından İran topraklarından gerçekleştirilen bu türden ilk saldırı oldu.
Gerilim nasıl başladı?
Gerilim, İran tarafından finanse edilen Hamas’ın 7 Ekim’de İsrail’e saldırı düzenlemesiyle başladı. İsrail buna Gazze Şeridi’ni önce bombalayıp, ardından işgal ederek karşılık verdi. Yaklaşık altı aydır devam eden işgalde, Filistinli siviller Hamas’ın aralarında saklanması nedeniyle çok büyük can ve mal kaybına uğradı.
İran, Hamas liderlerinin umutlarına rağmen 7 Ekim’den sonra kendi başına geniş çaplı bir savaş başlatmadı, ancak İran’ın Hizbullah’taki vekil güçleri güney Lübnan’dan kuzey İsrail’e roket ve füze ateşi açarak yaklaşık 60.000 İsrailliyi ülkesinden ayrılmak zorunda bıraktı.
İran’ın desteklediği bir diğer milis grubu olan Husiler, Kızıldeniz ve Aden Körfezi’nde gemicilere saldırmaya başladı. İran destekli diğer milisler de Irak ve Suriye’deki ABD üslerine ateş açtı. ABD güçleri, ABD üslerine yapılan saldırılar nedeniyle İran’ın vekillerine misilleme yaparken, İsrail, Hizbullah’ın Suriye’deki İran tedarik hatlarına da saldırılarını sürdürdü.
İsrail, 1 Nisan’da Şam’daki İran konsolosluğunu bombalayarak gerilimi arttırdı. Ölenler arasında iki üst düzey İslam Devrim Muhafızları Ordusu (IRGC) generali ve çok sayıda subay da vardı. Bu saldırının amacı şüphesiz Hizbullah’ın İsrail’e yönelik saldırılarını sona erdirmesi için İran’a baskı yapmaktı. Tahran’ın bakış açısına göre misilleme, kamuoyunun itibarını korumak için gerekli hale gelmişti.
14 Nisan gecesi İran saldırısı nihayet gerçekleşti: İran, İsrail’e 300’den fazla insansız hava aracı ve füze fırlattı. Bu, İslam devletinin Yahudi devletine doğrudan saldırdığı ilk hareketti; İran’ın saldırıları her ne kadar büyük olsa da, İsrail’in ABD, Ürdün, İngiltere, Fransa ve diğer devletlerin desteğiyle desteklenen hava savunması karşısında yetersiz kaldı. İsrail tarafından son yapılan açıklamada İran füzelerinin yüzde 99’unun imha edildiği ve hasarın minimum düzeyde tutulduğu ifade edildi.
Saldırılar devam eder mi?
Her iki devlet de uzun yıllardır olduğu gibi düşük yoğunluklu bir çatışma yürütmeyi tercih ediyor. İran, İsrail’e yönelik terörist saldırılarını desteklerken, İsrail, İran’ın nükleer programına karşı gizli eylemler düzenliyor ve Suriye’deki İranlı ajanlara karşı hava saldırıları düzenliyor. Ancak iki taraf da geniş çaplı bir bir çatışmadan kaçınmak istese de, etki-tepki döngüsü kontrolden çıkarsa yine de bir savaşla karşılaşabilirler.
Artık İran’a misilleme yapıp yapmama kararı İsrail savaş kabinesine kalmış. İran saldırısı büyük hasarlara neden olsaydı, karşılık verme ihtimali çok daha büyük olurdu. Bunun gerçekleşmemesi, Başbakan Binyamin Netanyahu’nun karşı bir hamle yapması yönündeki baskıyı azalttı.
İran tansiyonu düşüren bir açıklama yaptı: İran Genelkurmay Başkanı Muhammed Bakıri, İsrail’e düzenledikleri askeri operasyonun başarıyla sonuçlandığını öne sürerek, devamını amaçlamadıklarını söyledi. Bakıri, “Operasyon başarıyla tamamlandı. Biz bu operasyonu tam bir sonuç olarak görüyoruz ve operasyonun devamına yönelik bir düşüncemiz yok” dedi. Ancak İsrail savunma bakanı yaptığı açıklamada çatışmanın “henüz bitmediğini” söyledi.
Karar artık Netanyahu ve İsrail savaş kabinesine ait. İsrail’in İran’a karşı saldırı emrini vermesi hukuki açıdan tamamen haklı olacaktır. Ancak stratejik açıdan akıllıca olmaz. İran 88,5 milyon nüfuslu bir ülke, İsrail ise sadece 9,5 milyon nüfuslu bir ülke. İran’ın yarım milyondan fazla askeri personeli, gelişmiş bir savunma sanayisi ve bölge genelinde güçlü örgütlerden oluşan geniş bir ağı var. Dolayısıyla savaş durumunda İsrail, İran’a zarar verebilir ama yenemez.