İletişim Başkanı Altun, ‘Türkiye-Fransa İlişkileri Fırsatlar ve Meydan Okumalar Paneli’nde konuştu.
Altun, Türkiye’nin Cumhurbaşkanı Recep Erdoğan’ın liderliğinde gerek ikili ilişkilerde gerek bölgesel ve küresel konularda çözüm odaklı, gerçekçi, tutarlı, insani, etkin ve çok boyutlu bir dış politika performansı ortaya koyduğunu söyledi. Altun, “Bu alanda sergilediğimiz güçlü performans, Türk dış politika modelini bugün tüm dünyada ayırt edici bir konuma yerleştirmiş durumdadır. Sayın Cumhurbaşkanımızın, Türkiye’deki gelişmelerde olduğu gibi, ikili, bölgesel ve küresel konularda da sergilediği stratejik liderlik, ülkemizin diplomatik gücünün, kapasitesinin ve etkisinin artmasına imkan tanımıştır” dedi.
‘ÜLKEMİZ KÜRESEL TEHDİTLERLE MÜCADELEDE ÖNCÜ ROL OYNAMAKTADIR’
Altun, Türkiye’nin dış politikada; ikili ilişkilerin samimi bir diyalog ve kazan-kazan anlayışıyla güçlendirilmesi ve dünya genelinde kutuplaşmaların, çatışmaların önüne geçilmesi ilkeleriyle hareket ettiğine dikkat çekerek, “İnsani trajedilerden gıda, sağlık, enerji ve iklim krizlerine, tüm dünyayı ilgilendiren sorunların çözümüne katkı sunan ülkemiz; terör, nefret söylemi, İslamofobi, antisemitizm ve dezenformasyon gibi küresel tehditlerle mücadelede de öncü bir rol oynamaktadır.
Türkiye, bu temel sütunlar üzerinde yükselttiği dış politika vizyonuyla, milli menfaatlerini korurken, dünya barışını da tahkim etmektedir. Ülkemizde olduğu gibi bölgemizde ve tüm dünyada istikrarın, barışın, huzurun ve emniyetin hakim olması için üzerimize düşen sorumluluğu bundan sonra da yerine getirmeyi sürdüreceğiz” diye konuştu.
‘FRANSA’DA PKK MENSUPLARI VARLIK GÖSTEREBİLMEKTEDİR’
Altun, küresel ve bölgesel düzlemde yükselen istikrarsızlıkların göç ve mülteci hareketlerini hızlandırdığını belirterek, “Fransa ve Avrupa göç ve mülteci hareketlerinin yönetilmesi konusunda çetin meydan okumalarla karşı karşıya kalmıştır. Dolayısıyla düzensiz göç ve mülteci hareketlerinin neden olduğu toplumsal ve siyasal sorunlarla boğuşan Fransa, Türkiye’nin çözüm noktasında oynadığı hayati rolün farkına varmalı; Suriye ve Libya gibi alanlarda politikalarını Türkiye ile uyumlu hale getirmelidir. Terörle mücadeleden Karabağ meselesine, Yunanistan’la ilişkilerden Suriye ve Libya politikasına, her iki ülkenin perspektiflerinin farklılaştığı konuların olduğu bir gerçektir. Bilindiği üzere, Avrupa Birliği de PKK’yı bir terör örgütü olarak tanımaktadır. Ancak Fransa’da PKK mensupları ve sempatizanları varlık gösterebilmektedir” dedi.
‘DEZENFORMASYON KAMPANYALARI FRANSA’YA DA ZARAR VEREBİLİR’
Altun, Türkiye’nin tüm NATO müttefiklerinden olduğu gibi Fransa’dan da terör örgütü PKK’nın ve uzantılarının ülkesindeki tüm faaliyetlerine son vermesini istediğini vurgulayarak, “Türkiye aynı zamanda Suriye’deki PKK/PYD/YPG yapılanmasına karşı yürüttüğü mücadelede de müttefiklerinin desteğini beklemektedir. Terörden arındırılmış ve istikrar kazanmış bir Suriye’nin Avrupa’nın güvenliğine de büyük katkı sağlayacağı unutulmamalıdır.
Bu bağlamda Fransız çimento şirketi Lafarge’ın Suriye’de DEAŞ dahil, terör örgütlerine destek sağladığının ortaya çıkması ise küresel terörizmle mücadele açısından kara bir lekedir. Batı’daki Türkiye düşmanı lobilerin ya da PKK/YPG ve FETÖ gibi terör örgütlerinin uzantılarının dezenformasyon kampanyaları da iki ülke ilişkilerinin yanı sıra Fransa’ya da zarar verme potansiyeli taşımaktadır. Dolayısıyla Türkiye-Fransa ilişkileri, terör örgütlerini ya da Türkiye karşıtı lobileri memnun eden ucuz ve kısa vadeli siyasi hesaplara kurban edilmemelidir” ifadelerini kullandı.