Şimdiye kadar ne onlar bizi anladı, ne de biz onları anlamaya çalıştık. Herkes kendi doğrultusunda ilerlerken çıkan sessiz çığlıkları duymadık bile…
Çocukları şımartmalı mıyız? Her istediklerini yapıp ne söyleseler kabul etmeli miyiz? Neler öğretmeli, onlar için neler planlamalıyız?
Siz çocuğunuzun sessiz çığlıklarını duyabiliyor musunuz? Yoksa her istediklerini yapan ebeveynlerden misiniz? Her yemeği seçmesine, yememesine izin veriyor musunuz? İstediği her oyuncağı alıyor musunuz? Fazlasıyla şımartmak doğru mu?
İste çocukların sessiz çığlıkları! Anne ben o yumurtayı yemeyeceğim. Brokoli yemek istemiyorum. Köfte patates istiyorum. Dondurma al. Elbisem renkli olsun. Doğum günümde arabalı pasta istiyorum. Ellerimi yıkamasam olur mu? Dişlerimi fırçalamayacağım işte. Okula gitmek istemiyorum. Ama babam izin verdi. Bana ne. Karışma. Seni sevmiyorum.
Her ne olursa olsun onları mutlu görmek isteriz. Güzel okullarda okumalarını, güzel günler görmelerini ümit ederiz. Onlar bizim en büyük hazinemiz değerli çocuklarımız olsa da onlar için iyi olan fakat onların hoşuna gitmeyen bir çok şey yaparız.
Üşümesin diye üstünü örteriz, saçları çabuk uzasın diye keseriz, vitamin alsın diye zorla sebze yedirmeye çalışırız, hasta olmasın diye soğuk su, zararlı ve asitli içeceklerden uzak tutarız, çok şeker yiyip dişlerini çürütmelerini istemeyiz. Başına kötü bir şey gelmesin diye sokağa bırakmayız. Ne yazık ki bunları dile getirdiğinizde anne babaları dahi olsak bize tepki verip yanlış algılayıp ve hafızasında kötü bir anı olarak yıllarca yaşatabiliyorlar.
Annem bana izin vermedi. Annem elimden aldı. Babam göndermedi. Teyzem şeker vermedi. Ve algıladıkları tek şey annem istediklerimi yapmadı onu sevmiyorum asla affetmeyeceğim oluyor yada annenin izin vermediğini babaları izin verdiğinde olay biraz karışıyor ve başka boyutlara geçiyor. Sevginin çığlık hali sessizliğe dönüşüyor.
Anlamaları uzun sürse de bir şekilde anlıyorlar. Elbette kendileri de büyüyüp evlat sahibi olana denk. Burda da sessizliğin çığlık hali sevgiye dönüşüyor.
Bizimde evlatlarımız için sessiz çığlıklarımız var tabiki. Yüksek sesle müzik dinleme, o çocukla konuşma, geç oldu uyu artık. O tabak bitecek. Oraya girme demedim mi? Bu kadar yeter. Doydunsa kalk. Bana karşılık verme…
Her çocuğun kendi sorumluluğunu taşıması gerektiğini düşünüyorum. Onların yaptığı her hata istemediği her davranış biçimi büyümelerine yardımcı oluyor. Bırakın her şeyi yapsın demiyorum yapmakla yapmamak arasındaki bağı iyi korumak ve asla ipi çözmeleri için ellerine vermemek lazım. Lâkin ne onların ne de bizim çığlıklarımız susmayacak. Sessiz olup sevgiye dönüşse bile, çünkü her çocuk aynı fakat her aile farklıdır.