2023’te ıskalanmaması gereken 10 filmi sizler için derledik… Bu listede Barbie, Oppenheimer, Killers Of The Flower Moon yok.
Adettendir yılın son günlerinde o sene izleyiciyle buluşmuş en iyi film listeleri yapılır. Gişe getirisi yüksek, hemen hemen herkesin izlediği ya da en azından ismine aşina olduğu filmlerin hepsini bu listelerde görmek mümkündür. Ancak listelerin gözbebeği olmasalar da her sene sinema meraklılarının hafızalarında yer edecek çok sayıda film yapılır ve ne yazık ki bunların büyük bölümü ne kadar iyi yapılmış filmler olsalar da yılın filmleri listelerinde bir yer bulamazlar. İzleyiciler tarafından ıskalanırlar. Onların bir listeye alınması için yılların geçmesi gerekir. İşte sizler için seçtiğimiz 2023’ün ıskalanmaması gereken filmlerinden on tanesi.
Master Gardener
Sinema tarihine senarist ve yönetmen olarak çok sayıda filmle izlerini bırakmış olan Paul Schrader’ın bu filmi daha önce çok kez işlenmiş bir konuyu işliyor. İlk gösterimi 2022 olmasına rağmen yaygın dağıtımı 2023 yılının bahar aylarında gerçekleştiği için bu listeye aldık.
Film Mrs Haverhill’in masallara yakışır bir bahçeye sahip malikanesi Gracewood Gardens’daki yaşamı anlatıyor. Bahçenin olağanüstü görüntüsü bahçıvan Narvel Roth’un titiz işçiliğinin ve şaşmaz tecrübesinin sonucudur. Hangi çiçeğin ne zaman açacağını bahçenin hangi gün nasıl kokacağı Narvel’in kontrolu altındadır. Saat mükemmelliğinde akan günler bahçeye Haverhill’in uzak akrabası Maya’nın gelmesiyle sarsılır. Mükemmel görüntünün arkasındaki gizli menfaat ilişkileri ortaya dökülürken, Narvel’in saklamaya çalıştığı geçmişi bahçedeki huzuru yerle bir eder ve filmin adında yer alan master kelimesinin gerçek anlamı ortaya çıkar.
- Oyuncular: Joel Edgerton, Sigourney Weaver, Essai Morales, Eduardo Losan, Quintessa Swindell
- Yönetmen & Senarist: Paul Schrader
Sharper
Romantik komedi öyküsü anlatır gibi başlayıp çok geçmeden birbiri ardına hırs, aldatma, ihanet virajlarına saparak esas niyetinin ne olduğunu izleyicisinden uzun süre gizlemeyi başaran dinamik bir film. Sağlam senaryosu ve birinci sınıf oyuncu kadrosuyla finale kadar izleyicisini tetikte tutuyor. Finali tahmin edebilir olsa da kaçırılmaması gerekenlerden. Benjamin Caron’un atmosfer yaratma konusundaki yetkinliği Sherlock, Andor, The Crown gibi dizi filmlerdeki yönetmenlik tecrübesinden geliyor.
- Oyuncular: Julianne Moore, Sebastian Stan, Justice Jesse Smith, Briana Middleton, John Lithgow
- Yönetmen: Benjamin Caron
- Senarist: Brian Gatewood, Alessandro Tanaka
Sanctuary
İzleyicisini ters köşeye yatıran bir film daha bu yüzden hakkında ne kadar az bilirseniz o kadar keyif alarak izleyebilirsiniz. Sırf bu yüzden filmin konusunu; bir gece, bir otel odasında ve otelin koridorunda, bir kadın ile erkek arasında geçen kedi ile fare oyunu özetleyebiliriz. Elbette kimin kedi, kimin fare olduğu ise yoruma açık.
Başrol oyuncusunun, annesi Andie MacDowell’a olan benzerliği ise şaşırtıcı.
- Oyuncular: Margaret Qualley, Christoper Abbott
- Yönetmen: Zachary Wigon
- Senarist: Micah Bloomberg
Cat Person
Cat Person, Kristen Rupenian’ın The New Yorker’da yayımlanmış çarpıcı kısa öyküsünün adıydı ve üniversite öğrencisi bir genç kızın kendinden yaşça büyük bir erkekle telefon mesajları üzerinden başlayan ancak geceyi birlikte geçirdikten sonra büyük bir hayal kırıklığına dönüşen ilişkisini anlatıyordu. Film bu eserden uyarlama, hatta afişi bile dergide kullanılan görselin replikası. Öykünün tamamı bütün diyaloglarıyla birlikte filmde kullanılmış ancak iki saatlik süre için kişi ve olay sayısı arttırılmış. Bir anlamda eserin orijinaline ihanet edilmesi söz konusu olsa bile “acaba” sorularıyla örülü ve son yarım saatte vites yükselten uzun bir seyirlik ortaya çıkmış.
- Oyuncular: Emilia Jones, Nicholas Braun, Geraldine Viswanathan, Isabelle Rosselini
- Yönetmen: Susanna Fogel
- Senarist: (Kristen Rupenian’ın öyküsünden) Michael Ashford
Divinity
Tuhaf bir dünyada geçen bir bilim kurgu öyküsü. Ölümsüzlük arayışındaki bir bilim adamını Divinity adı verilen ve içeriğinde ne olduğu gizli tutulan bir serum geliştiriyor. Oğlu bu serumu üretip pazarlıyor ve çorak gezegendeki nüfus ilacın etkisiyle olmadık deneyimler yaşıyor. Gerçek ölümsüzlüğün peşindeki İki gizemli erkek kardeş gezegene gelip ortalığı karıştırıyor. Film 1950’lerin bilim kurgu ve film noirlerinin atmosferine sahip ve yer yer reklam filmleri havasında ve arada stop motion tekniği kullanılıyor. Siyah beyaz, ucuz bir bilimkurgu havası filme hakim. Filmin arkasında Steven Soderbergh gibi bir ismin olması bu tercihin tesadüfü olmadığını gösteriyor.
- Oyuncular: Bella Thorne, Stephen Dorff, Scott Bakula
- Yönetmen: Eddie Alcazar
- Senarist: Eddie Alcazar
The Royal Hotel
Avusturalyalı yönetmen Kitty Green ülkenin en üxra köşelerinden birinde yer alan maden kasabasındaki bir bara çalışmak için gelen iki genç kadının tamamiyle erkeklere ait bir dünyada yaşadıklarını anlatıyor. Kilit sahneleri izleyicinin hayal gücüne bırakmasıyla güç kazanan bu psikolojik gerilim filminin, 2016 yılında çekilmiş olan Hotel Coolgardie adlı dokümanteri hayli andırdığını da belirtelim.
- Oyuncular: Julia Garner, Jessica Henwick, Toby Wallace, Hugo Weaving, Dylan River
- Yönetmen: Kitty Green
- Senarist: Kitty Green, Oscar Redding
Eileen
Eileen bir roman uyarlaması; 1960’ların film noirlarını andıran bir atmosfere sahip ve filmin en kışkırtıcı sahnesi açılışında yer alıyor. Eileen’in yalnızlık üzerine kurguladığı düzeni, çalıştığı ıslahaneye Rebecca adındaki bir psikologun atanmasıyla bozuluyor. William Oldroy’un ilk filmi Lady Macbeth ile az sayıda oyuncu ve kısıtlı mekanda kurduğu gerilim ortamı bu kez Hitchcock filmlerini andırcasına sürekli varlığını hissettiriyor. Baş karakterlerden birinin adının Rebecca olması da cabası. Finali filmin bütünü içerisinde biraz zayıf düşsse de Eileen ve Rebecca karakterlerindeki incelikli oyunculuk akıllarda yer edecek gibi görünüyor.
- Oyuncular: Thomasin McKenzie, Anne Hathaway, Shae Whigham, Sam Nivola
- Yönetmen: William Oldroy
- Senarist: Ottessa Moshfegh’in romanından Luke Goebel
Dream Scenario
“Bu Adamı Hiç Rüyanızda Gördünüz mü?” 2006 yılında bir italyan bir reklamcının bir web sitesi açarak ortaya attığı bir oyundu ancak bunun oyun olduğunu kimse bilmiyordu. Son derece sıradan görünümlü biradamın robot resmi ile bu soru bir arada yer alıyordu. 2009 yılına gelindiğinde dünyanın her tarafından binlerce insan bu adamı rüyalarında gördüğünü yazıyordu.
Dream Scenario Danimarkalı yönetmen Kristopher Borgli’nin İngilizce çektiği ilk film. Borgli geçen yılın ıskalanmaması gerekenlerinden Sick Of Myself’i yönetmişti. Bu filminde “This Man” çılgınlığını, eğer bu adam yaşasaydı bu ilgi o adama neler yaşatırdı, bakış açısıyla anlatıyor. Film Paul Matthews adındaki sıradan bir adama odaklanıyor. Paul eşi ve iki kızı ile birlikte yaşamakta üniversitede dersler vermektedir. Silik bir adamdır, eşinin soyismini almıştır, öğrenciler derslerine ilgi göstermemektedir.
Aniden birçok insan Paul’ü rüyalarında görmeye başlar. Adam rüyalarına izleyici olarak dahil olmakta, hiçbir şey yapmamakta, bazen bir iki kelime konuşmaktadır. Medyanın ilgisini de üzerine çekince hayatı rayından çıkmaya başlar. Bunlar henüz iyi günleridir. Rüyaları görenlerin sayısı çığ gibi büyüdüğünde Paul’un rüyalardaki eylemsizliği sona erer. İnsanlar onu artık kabuslarında kendilerine korkunç şeyler yaparken görmeye başlar. Paul büyüyen nefrete karşı kendini nasıl koruyacaktır.
Film rüya sekanslarındaki yaratıcılık ile öne çıkıyor ve emeklilik kararı aldığı için büyük bir ihtimalle Cage’in rol aldığı son film olarak anımsanacak. Cage bu filmde abartısız ve şaşırtıcı temiz bir oyunculuk sergiliyor.
- Oyuncular: Nicholas Cage, Julianne Nicholson, Jessica Clement, Lilly Bird
- Yönetmen: Kristoffer Borgli
- Senaryo: Kristoffer Borgli
Beau Is Afraid
Yönetmen Ari Aster ilk filmi Hereditary ile adını korku filmi meraklılarının “takip edilecek yönetmenler” listesine yazdırmıştı. Ardından “Midsommar” geldi: bu filmin The Wicker Man filminin izlerinden gittiğini düşünenler olsa da Aster karanlık bir dünyayı bur tür filmlerde görmeye alışık olmadığımız apaydınlık renkler ile hayata geçirmiş ve sonu başından tahmin edilebilen hikayeyi izleyiciyi sıkmak şöyle dursun gerilim dozunu arttırarak anlatmayı başarmıştı. Şimdi yine konusu birkaç kelime ile özetlenebilecek ama her bir sahnesinde gizli minik ayrıntılar üzerine saatlerce konuşulabilecek tuhaf bir gerilim filmi ile karşımızda.
Beau nevrozları olan tek başına yaşayan bir adamdır ve evinden çıkıp uçakla annesinin yaşadığı şehre gitmesi gerekmektedir. Bu gereklilik zorunluluk halini alır ama Beau aslında gitmek istememektedir. Beau’nun zihni annesine giden yolda ona sürekli oyunlar oynar, bu oyunlar izleyicinin önüne bırakılmış çözülmeyi bekleyen bilmecelerdir aslında. Beau’nun gözlerinden onun dünyasına baktıkça bilmeceler kartopu gibi büyüyerek çığa dönüşür. Üç saatlik süresi ile izleyiciyi birbirinden farklı mizansenlerden geçiren film bittiğinde artık seyircinin film üzerine düşünme zamanı gelmiştir artık. İzleyenin yakasını kolay bırakmayan filmlerden.
- Oyuncular: Joaquin Phoenix, Patti Lupone, Amy Ryan, Nathan Lane, Parker Posey
- Yönetmen: Ari Aster
- Senarist: Ari Aster
No One Will Save You
Brynn şehir dışındaki çocukluğunun da geçtiği evde yalnız başına suçluluk duyguları ve keder içinde ve adtea geçmişte yaşayan bir genç kadındır. Kasabadaki kimse onunla konuşmamakta, dahası kimisi onu gördüğü zaman kendini tutamayıp yüzüne tükürmektedir. Bir gece evinde birisi girer, Brynn onunla mücadele eder ve kurtulur, ancak ertesi gece tekrarlanır, komşuları eskisinden de tuhaf hareket etmektedir.
Film Brynn’ın başına geçmişte ve bugün ne geldiğini izlyeicisinden gizleyerek seyircinin Brynn karakterinden kuşlu duymasına yol açıyor. Seyirci uzun süre genç kadının yaşadıklarının gerçekliğini sorguluyor. Çok az diyaloğa sahip filmin bütün yükü Brynn’ı canlandıran Kaitlyn Denver’ın omuzlarında ve çok başarılı bir oyunculuk sergiliyor.
- Oyuncular: Kaitlyn Dever, Elizabeth Kaluev, Zack Duhame
- Yönetmen: Brian Duffield
- Senarist: Brian Duffield