Ada’ya barış ve huzurun gelmesi için mücadele gösteren dönemin Başbakanı, Bülent Ecevit Kıbrıs Barış Harekatını başlatalı 48 yıl oldu. Kıbrıs barış harekatı yakın tarihimizin önemli olgularından bir tanesidir. Peki, ” Ayşe Tatile Çıksın” parolası ile barış ve huzur ortamı kurulan bu harekatın süreci nasıl gelişmiştir?
Türkiye 1960 Garanti Antlaşmasının gerektirdiği gibi öncelikle diplomasi yönünü seçmiş ve diplomatik yollarla olayı çözmek istemiştir.
17 – 18 Temmuz 1974’te Türkiye ve İngiltere arasında atılacak adımlara yönelik müzakereler yapılmıştır. Yunanistan garantör devletlerden biri olduğu için davet edilmiştir. Yunanistan’da o dönem bulunan Cunta yönetimi görüşmeye katılmamıştır.
İngiltere’nin müdahale teklifini olumsuz yanıtlamasının ardından Başbakan Bülent Ecevit ve yardımcısı Necmettin Erbakan garantörlük haklarını ve Ada’da bulunan Türklerin huzuru için 20 Temmuz 1974’te Kıbrıs Barış Harekatını başlatmıştır.
Başbakan Bülent Ecevit harekat için; ” Biz aslında savaş değil, barış için ve yalnızca Türklere değil, Rumlara da barış getirmek için Ada’ya gidiyoruz.” açıklaması yapmıştır.
Kıbrıs’a yapılan bu harekatla Yunanistan’ın Kıbrıs ilhakının önüne geçilmiş ve Kıbrıs Türklerinin varlığı güvence altına alınmıştır.
1. CENEVRE KONFERANSI
20 Temmuz 1974’te BMGK 353 sayılı kanuna göre İngiltere ve Yunanistan “barışın yeniden tesisinin sağlanması için müzakerelere başlama” çağrısında bulundu. 22 Temmuz 1974’te harekat durduruldu.
Bunun üzerine garantör devletler 25 Temmuz 1974’te masaya oturdu. 30 Temmuz 1974’te Cenevre Deklarasyonu imzalarıyla son buldu.
Deklarasyonda, Rumlar ve Yunanistan tarafından işgal edilen Türk bölgelerinden askerler arındırılacak ve Ada içinde iki özerk yönetim olması kararlaştırılmıştır.
2. CENEVRE KONFERANSI
İkinci konferans 8 Ağustos’ta başlamış ve Yunanistan, Ada’da yeni bir anayasal düzen uygulamasını reddetmiştir. Uzlaşma için ise Türk askerlerinin geri çekilmesini istemiştir.
Halbuki bu öneriyi yaparken 1. konferansın kararı ile Rum ve Yunan askerlerinin Türk bölgelerinden çekilmesi kararı alınmıştı ama bu bölge hala askerden arındırılmamış ve saldırılar da devam etmişti.
Konferans bir sonuca varamadığı için 14 Ağustos günü ikinci harekat “Ayşe Tatile Çıksın” parolası ile başlamıştır. 16 Ağustos’ta ateşkes ilan edilmiştir.
HAREKAT SONUCU VE KKTC
Türkiye’nin başlattığı harekat başarılı bir şekilde sonuçlanmıştır. Ada’da barış ve güven ortamı sağlanmıştır.
Mevcut sınırların çizilmesine ön ayak olmuş bu harekat sonrası 1 ekim 1974’te Otonom Kıbrıs Türk Yönetimi kurulmuştur. 1975’te ise Kıbrıs Türk Federe Devleti ilan edilmiştir.
15 Kasım 1983 itibariyle oy birliği ile adı Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti olarak ilan edilmiştir. KKTC’nin ilanı ile Ada Türklerinin siyasi varlığı tüm dünyaya duyurulmuştur. Kıbrıs Türkleri artık kendi kaderini tayin etmek ( self determinasyon) hakkını bu isim ile ilan etmişlerdir.
1968 müzakerelerini yapan KKTC Kurucu Cumhurbaşkanı Rauf Denktaş ve Rum lider Glafkos Klerides bir uzlaşmaya varamamıştır.
BM Genel Sekreteri Kofi Annan, 2022’de sunduğu “Annan Planı” ile bir çözüm sunmuştur. Bu plan referanduma sokulmuştur. Rumlar 73,83 ile hayır derken , Türkler 64,91 evet demiştir.
Bunun sonucunda 1 Mayıs 2004’te Rum yönetimi, Türk bölgesini yok sayarak “Kıbrıs Cumhuriyeti” olarak AB’ye tam üye olmuştur.
Kıbrıs sorunu için müzakereler devam etmiş ama Türklerin uzlaşmacı tavırları devam ederken, Rum tarafının gönülsüz ve uğraşsız olması işleri oldukça yokuşa sürmüştür. Yaklaşık 50 yılı aşkın bir süredir bu sorun devam etmektedir.
Avrupa’nın şımarık çocuğu Yunanistan’ın gönlünün yapılması beklendiği sürece bu sorun bir 50 yıl daha sürecektir. Bu kayırmacılık bir gün biterse ki bu kısa vadede pek mümkün görünmüyor. Belki o zaman bir uzlaşma sağlanabilir. Öncelikli olarak bu problemin ele alınıp çözülmesi gerekiyor. Eğer bu problem makul bir zeminde çözülür ise müzakereler bir noktaya varabilecektir.