Deprem doğal bir afet ülkemiz bir deprem kuşağı bunu biliyoruz. Yaşanan kayıpların sebebi ihmalkarlık. 17 Ağustos’u unutmadık, unutmayacağız.
Gecenin bir yarısı hayaller ümitler ömürler taş tuğla ve yıkıntının altında kaldı. Sesimi duyan var mı sesleri yankılandı günlerce. Analar çocuksuz, çocuklar yetim ve öksüz kaldı hepsi 45 saniyede oldu unutulmaz bir 45 saniye.
Depremde İstanbul Anadolu yakasında oturuyorduk. Babamı yeni kaybetmiştik Sakarya ya taşınmaya hazırlanıyorduk. Karanlık bir gece sarsılan ve çıtırdayan duvar sesleri ile irkildik. Aşağı nasıl indik bilemiyorum. Komşunun bahçesinde oturduk herkes aile olmuştu can kaybı yoktu korku ürkeklik gözyaşı vardı. Küçük çocuklar ağlıyordu.
Deprem doğal bir afet ülkemiz bir deprem kuşağı bunu biliyoruz. Yaşanan kayıpların sebebi ihmalkarlık. Yüksek dayanıksız binaları dikmek gibi alışkanlıklarımız var. Daha çok kazanmak için cana değer vermeden yapılan binalar sonrası yok .
Aramızda ‘’VELİ GÖÇER’’ler hala var. Her şekilde karşımıza çıkabilir. Bir otobüsün direksiyonunda uyurken bir ameliyathanede sorumsuzca davranırken bir anaokulunda çocuğu döverken her yer de işini ihmal eden bir felakete sebep olan birileri olacaktır.
İnsanlar hepimiz aynı şekilde yaratıldık. Ne eksiğimiz var ne fazlamız ama insan olamıyorsak hatalarımız çok olacak kalp kıracağız suç işleyeceğiz ve hayat içinde birilerini harcayacağız.
Tek temennim ilerleyen teknoloji ve iyi bir alt yapı yönetim şekillerinin yaptığı işe özen ve itina göstermesi ile doğal felaketlerin az kayıplarla atlatılmasının sağlanmasıdır.
Bende o klasik sözü söylemek istiyorum deprem değil önlemini almadığımız binalar ölümlere sebep oluyor. İyiliğin hakim olduğu bir dünya dileyelim. Karamsarlık ve kötüyü düşünmek kötüyü çağırır.