Fatih’teki 1600 yıllık Aspar Sarnıcı, tarihinde ilk kez Fatih Belediyesi tarafından restore ediliyor. Restorasyon çalışmalarının Kasım ayı sonunda tamamlanması bekleniyor.
Fatih ilçesinin Balat semtinde bulunan ve üç büyük Bizans sarnıcından biri olan tarihi Aspar Sarnıcı, 1600 yıllık tarihinde ilk kez restore ediliyor. Fatih Belediyesi tarafından 2022 yılının Nisan ayında başlayan restorasyon çalışmalarında sona gelindi. Tarihi yapının mevcut halini koruyarak yapılan restorasyon çalışmalarının Kasım ayı sonunda tamamlanması bekleniyor.
“İSTANBUL’DA 4 SARNIÇ VAR, 3’Ü FATİH’TE”
Restorasyon çalışmaları ile ilgili bilgi veren Fatih Belediye Başkanı Mehmet Ergün Turan, “Sarnıçlar yaklaşık 5’inci yüzyılda 450- 470 yılları arasında yapılmış olan sarnıçlar. İstanbul’da 4 tane sarnıç var, 3’ü Fatih’te. Birisi Çarşamba’daki bu Çukurbostan, birisi Fındıkzade’deki Çukurbostan ve Karagümrükte’ki şu an Karagümrük Stadı sahası olarak bildiğimiz alan da bu sarnıçlardan bir tanesi.
Çok uzun yıllardır, 6 metre genişliğinde yaklaşık 10-12 metre yüksekliğinde ve 150’ye 150 2500 metrekarelik bir alan burası. Tarihinde önemli bir an. Tarihinde ilk defa Aspar Sarnıcı, Çukurbostan’ların duvarları bir restorasyona tabi tutuluyor. Bu restorasyon için öncesinde bir proje çalışması yapıldı. Bu proje çalışması koruma kurulu tarafından onaylandı. Onaylanan proje bir bilim kurulu eşliğinde ve çalışma arkadaşlarımız eşliğinde devam ediyor” dedi.
“BURASI TARİHİNDE İLK DEFA BÖYLE BİR RESTORASYONA TABİ TUTULUYOR”
Yaptıkları restorasyonun sarnıç tarihinde ilk olduğunu vurgulayan Başkan Ergün, “Biz burada nasıl bir koruma yapıyoruz, mevcut hali dondurarak koruma diyeceğimiz bir koruma yapıyoruz. Tamamlama şeklinde değil çünkü çok geniş bir duvar olduğu için dondurarak koruma yapıyoruz. Üstünde yıllar içerisinde burada üzerinde niteliksiz ekler vardı. O niteliksiz ekleri kaldırdık. Bu niteliksiz eklerle beraber maalesef dönem dönem buralarda dökülmelere karşı burada beton harcıyla restorasyonlar yapılmış dönem içerisinde.Tamamen duvarı bunlardan arındırarak yapılış dönemindeki metodolojiyle şu anki duvarı mevcut haliyle sabitleme kaydıyla restorasyon yapıyoruz.
İlk defa bu kadar kapsamlı bir restorasyon yapıyoruz. Dolayısıyla Fatih’imiz demin saydığım gibi hem Bizans eserleriyle hem de Osmanlı eserleriyle adeta nakış nakış işlenmiş bir yer burası. 12 bin tane büyüklü küçüklü sivil mimari anıt eser olarak burada tarihi eserimiz var. Nasıl kendi mimarimizi ayağa kaldırıyorsak bu eserler de bizim eserlerimiz olduğundan aynı şekilde bunları bizden sonraki nesillere bırakacak şekilde çok kapsamlı restorasyon çalışmaları yapıyoruz. Edindiğimiz bütün bilgi kaynaklarında burası tarihinde ilk defa böyle bir restorasyona tabi tutuluyor.
Herhangi bir kaynakta burası ile ilgili daha önce restorasyon olduğu ile ilgili bir bilgi yok. Bu açıdan da kendi dönemimde böyle bir çalışma yaptığım için ben de çok mutluyum. Restorasyonumuz Nisan 2022’de başladı ve inşallah Kasım sonunda bütün sarnıçtaki bu işlemimiz bitmiş olacak. İnşallah uzun yıllar bir daha bu kapsamda bir restorasyon görmesine gerek olmayacakö diye konuştu.
“BU ANITLAR YAKLAŞIK 1600 YILLIK TARİHLERİ BOYUNCA HİÇ RESTORE EDİLMEDİLER”
Sanat Tarihçisi ve Bilim Kurulu Üyesi Prof.Dr. Hayri Fehmi Yılmaz, “Bu yapıların beşinci yüzyıl dolaylarında inşa edildiği tahmin ediliyor. Dördüncü – beşinci yüzyıl dolaylarında bunlar kent içerisinde üç tane var biri Yavuz Selim semtinde bir tanesi Karagümrük’t, buraya çok yakın. Bir tanesi de Kocamustafapaşa’da. Bu üç büyük açık hava sarnıcının kentin su ihtiyacını karşılamak için inşa edildiği düşünülüyor. Trakya’nın içlerinden İstanbul’a getirilen suyun bu dev sarnıçlarda açık alanlarda, haznelerde depolandığı de buradan kentin ilgili yerlerine aktarıldığı düşünülür. Bu anıtlar yaklaşık bin 500 – bin 600 yıllık tarihleri boyunca hiç restore edilmediler, hiç projeleri hazırlanmamış idi. İlk kez Fatih Belediyesi role ve restorasyon projelerini belgeleme çalışmalarını gerçekleştirdi.
Arkasından da Yavuz Selim Çukurbostan’ında bir uygulama başladı. Dikkatli bakarsanız duvarda böyle dramatik oyuklar var. Birçok yer dökülmüş. Bunlar asırlar boyunca yapının için gerçekleştiği yapıda gerçekleşen bozulmalar dökülmeler onlara fazla müdahale etmeden bu anıtın ömrünü uzatacak müdahaleler yapıldı ve beşinci yüzyıl duvarları burada rahatlıkla takip edilebiliyor. Herhangi bir tamamlama yapılmadı. Bir konservasyon çalışmasıyla proje devam ettirilmeye çalışılıyor ama etrafında bir yaşam sürdüğü için bir park olduğu için bu anıt böyle korundu” dedi.