İngiltere hükümetinin 19 Temmuz’da kısıtlamaları kaldırma planına karşı 12 ülkeden bilim insanları açık mektup yayımladı
Dünya genelinde 12 ülkeden bilim insanları, İngiltere hükümetinin 19 Temmuz’da kısıtlamaları kaldırma planına ilişkin açık mektup yayınladı. Mektupta, “Özgürlük Günü olarak adlandırılan 19 Temmuz 2021’de neredeyse tüm kısıtlamalar sona erecek. Bu kararın tehlikeli ve erken olduğuna inanıyoruz” denildi.
Aralarında İngiltere, Almanya, Hindistan, Fransa, İsveç, İsviçre’nin de bulunduğu ülkelerden bilim insanlarının imzaladığı açık mektupta, İngiltere hükümetinin 19 Temmuz’da kısıtlamaları kaldırma planının erken ve tehlikeli olduğu ifade edildi. Mektupta, “Salgının üçüncü dalgası İngiltere’yi etkisi altına alırken, Birleşik Krallık Hükümeti ülkeyi yeniden açmayı planlıyor. Bu kararda üstü kapalı olarak enfeksiyonların artacağı kabul ediliyor ancak aşıların ‘ölüm-enfeksiyon’ arasındaki bağı kopardığı kabul ediliyor. Özgürlük Günü olarak adlandırılan 19 Temmuz 2021’de neredeyse tüm kısıtlamalar sona erecek. Bu kararın tehlikeli ve erken olduğuna inanıyoruz” ifadelerine yer verildi.
İngiltere hükümetinin açılma planıyla ilgili 5 endişe maddesi
Bilim insanlarının yayınladığı mektupta, İngiltere hükümetinin açılma planıyla ilgili 5 endişe maddesinin bulunduğu ifade edildi. Bu maddeler ise şöyle sıralandı:
“İlk olarak kontrol altına alınmamış enfeksiyonlar, aşılanmamış çocukları ve hâlihazırda çok acı çekmiş gençleri orantısız bir şekilde etkileyecektir. İkinci olarak, okullarda ve çocuklarda yüksek bulaşma oranları eğitimde önemli aksamalara yol açacaktır. Üçüncüsü, ön modelleme verileri, hükümetin stratejisinin ‘aşıya dirençli varyantların ortaya çıkması’ için bir zemin sağladığını gösteriyor. Dördüncüsü, bu planın sağlık hizmetleri ve önceki enfeksiyon dalgalarından sonra henüz toparlanamamış bitkin sağlık personeli üzerinde olumsuz etkisi olacaktır. Beşincisi, yoksun topluluklar COVID-19‘a daha fazla maruz kaldıklarından ve daha fazla risk altında olduklarından, bu plan en savunmasız ve marjinalize edilmiş eşitsizlikleri orantısız bir şekilde etkilemeye devam edecek.”